Haber 16

YA ‘F-9’ YA DA CA-19 ŞIKKI!

Tutuklanan Başbuğ’a Silivri’de kiminle kalmak istediği soruldu. ‘Şimdilik tek başıma kalmak istiyorum’ diyen Başbuğ’un önünde iki seçenek var. Koğuşlardaki isimler dikkat çekici

  • Gündem / Son Dakika
  • 07 Ocak 2012
  • YA ‘F-9’ YA DA CA-19 ŞIKKI! için yorumlar kapalı
  • 294 KEZ OKUNDU

İnternet Andıcı kapsamında tutuklanan emekli Org. İlker Başbuğ’a Silivri’de kiminle kalmak istediği soruldu. ‘Şimdilik tek başıma kalmak istiyorum’ diyen Başbuğ, tek kişilik odada. Bir süre sonra koğuş tercihi yapacak olan Başbuğ’un ya Hasan Iğsız ya Çetin Doğan ile kalması bekleniyor…

İnternet Andıcı soruşturması kapsamında tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne götürülen Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ ilk geceyi tek kişilik odada geçirdi. Başbuğ’un önünde zor bir seçim var.

KİMİNLE KALMAK İSTEYECEK?

Başbuğ, gece yarısı çıkan karar sonrası sağlık kontrolünün ardından Balyoz ve Andıç davası tutuklularının kaldığı 5 No’lu cezaevine götürüldü. Kahvaltı ikram edilen Başbuğ’a ‘Hangi koğuşta kalmak istersiniz’ sorusu yöneltildi. Başbuğ’un ‘Şimdilik tek kalmak istiyorum. Beni biraz yalnız bırakın’ dediği öğrenildi.

Emekli orgeneral bu cevabın ardından F-2 koğuşuna yerleştirildi. Önümüzdeki günlerde istediği kişiyle aynı koğuşu paylaşacak. 5 No’lu cezaevinde emekli orgenerallerin kaldığı 2 koğuş var. F-9’da Çetin Doğan kalıyor. C-19’da ise andıç kapsamında tutuklu bulunan eski sağkolu Hasan Iğsız… Iğsız, andıç için ‘En yetkili makam Genelkurmay Başkanı’dır’ demiş, bu ifade soruşturmanın seyrini değiştirmişti.

Başbuğ F-9’u ya da alt rütbeden emeklilerin kaldığı koğuşlardan birini tercih ederse Iğsız ile hiç karşılaşmayacak.

Ergenekon, Balyoz ve Andıç sanıklarının tutuklu bulunduğu Silivri’de herkes kalmak istediği kişilerle aynı koğuşu paylaşıyor. Balyoz ve Andıç tutukluları 4 ve 5, Ergenekon tutukluları 1 ve 2 No’lu cezaevlerinde, Odatv tutukluları ise 2 No’lu Cezaevi’nde kalıyor.

kullan

Fotoğrafı büyütmek için üzerine tıklayınız

HAFTADA 200 TL’YE İZİN VAR

Cezaevi kampusunda yaklaşık 10 bin tutuklu bulunuyor. 8 adet L Tipi cezaevinde 7 kişilik ortak üniteler bulunuyor. Burada her tutuklu için üst katlarda 12.45 m2’lik odalar yer alıyor. 65 m2’lik havalandırma ve alt katta 56.5 m2’lik ortak yaşam alanı mevcut. Bu alanda iki tuvalet, bir banyo, oturma alanı ile TV girişi, merkezi radyo ve küçük bir mutfak yer alıyor. Özel alanlar hariç tüm birimler 24 saat kamerayla izleniyor. Dışarıdan yiyecek ve eşya alınması yasak. Çamaşırlar cezaevinde yıkanıyor. Hesaba aylık en fazla 800 lira yatırılabiliyor. Haftalık harcama limiti 200 lira.

Kızı ve oğlu ziyarete geldi

BAŞBUĞ’U cezaevindeki ilk gününde kızı ve oğlu ziyaret etti. Psikolojisi ve sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Prosedüre göre Başbuğ’u, ailesi ve yakın akrabaları ziyaret edebilecek. Ayrıca görüşmek istediği 3 kişinin adını cezaevi yetkililerine bildirmesi halinde bu kişilere de kapılar açılacak.

9 ŞUBAT’TA ‘SANIK’ OLABİLİR

Yargı sürecinde ise Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından iddianame hazırlanması bekleniyor. İddianame, halen devam eden ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’ davasının görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza’ya gönderilecek. Kabul edilirse Başbuğ hakkında dava açılmış olabilecek. Mahkeme ya duruşma tarihi verecek ya da davayı ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’ ile birleştirecek. Süreç hızlı işlerse Başbuğ, 9 Şubat 2012 tarihine ertelenen 29 sanıklı ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’ davasında sanık olarak yer alacak.

‘Sn. Komutana arz’ soruldu

İNTERNET Andıcı davası, Genelkurmay tarafından hükümete yönelik kara propaganda amacıyla kurulduğu öne sürülen internet sitelerine ilişkin. Andıç belgesinde geçen ‘Sn Komutana arz’ ifadesi andıçın Başbuğ’a sunulduğunun delili olarak değerlendiriliyor. Savcılık sorgusunda bu ifade de soruldu.

SANIKLAR İŞARET ETMİŞTİ

İnternet Andıcı sanıkları, dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Hasan Iğsız, Korgeneral Mehmet Eröz ve Yüzbaşı Murat Uslukılıç, sitelerin İlker Başbuğ’un bilgisi dahilinde faaliyet yürüttüğü yönünde ifade vermişti. Emekli Albay Dursun Çiçek ek ifadesinde ‘Sıralı amirler benim kadar sorumludur’ demişti. Çiçek, sıralı amirlerim dediği isimleri ise Tümgeneral Mustafa Bakıcı’dan başlayarak emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a kadar saymıştı. Korgeneral Mehmet Eröz, 15 Haziran 2011 tarihli ifadesinde, ‘İnternet Andıcı’ olarak yer alan çalışmanın emrini Genelkurmay Başkanı’ndan aldıklarını, fakat kararı alınan 4 siteyi faaliyete geçirmediklerini söylemişti.

‘1 NİSAN’DA SUNULDU’

Sanık Yüzbaşı Murat Uslukılıç, çalışmayı dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a Dursun Çiçek’in arz ettiğini kaydetmişti. Genelkurmay Adl” Müşaviri Hıfzı Çubuklu, andıcın doğru olduğunu kabul ederek parafın kendisine ait olduğunu, bu belgenin 1 Nisan 2009’da da İkinci Başkan parafıyla Genelkurmay Başkanı’na arz olunduğunu anlatmıştı.

MAHKEMEDE NELER SÖYLEDİ?

BAŞBUĞ mahkemede kendisini özetle şöyle savundu: Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordularından bir tanesidir. Böyle bir orduya komuta eden birisinin silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanması gerçekten trajikomik. 2002 30 Ağustos’unda Orgeneralliğe terfi ettim şu anki siyasi iktidar tarafından. 2003-2005 yılları arasında Sayın Cumhurbaşkanı ve Sayın Başbakan ile çalışmalarımız oldu. Yine şu anki hükümetimiz tarafından 2008-2010 arasında Genelkurmay Başkanlığı görevine atandım. Emekli olduktan 1,5 yıl sonra böyle bir suçlamayla karşı karşıya kaldım. Bu iddianın bu şekilde dile getirilmesi bile benim için en ağır cezadır. Görevim esnasında böyle bir şey varsa gereken yapılmalıydı. Bir iki basın açıklaması ve bir iki internet haberi ile hükümeti yıkmakla itham ediliyorsam bu çok acıdır. Kötü bir amacım olsa, 700 bin kişilik gücü elinde tutan bir komutan olarak bunu yapmanın başka yolları da olabilirdi.

BANA TEŞEKKÜR EDİLMELİ

2008 yılı 30 Ağustos tarihinde Genelkurmay Başkanlığı görevime başladım. 4 Şubat 2009 tarihinde bu internet siteleriyle ilgili olarak bir haber yayınlandı. Derhal incelenmesini istedik ve haberde sadece site adresleri vardı, içerik yoktu. İlk inceleme sonucunda sitelerin kanuna uygun olmadığı bilgisi verildiğinde kapattırdım. Aslında bana teşekkür edilmesi gerekir ki, bu siteleri kapattıran kişiyim. 30 Ağustos 2008- Şubat 2009 arasında sitelerde hiçbir işlem yoktur. Sitelerin son güncelleme tarihlerine bakıldığında benim görev süremden öncesidir.

ANDIÇ BANA ‘ARZ’ EDİLMEDİ

Şubat 2009’dan sonra 4 sitenin kurulması konusu bu andıcın temel konusudur. Bu andıç bana arz edilmedi, edilmiş olsa imzam ya da parafım olurdu. Komutanın imzası ya da parafını gördüm diyen bir kişi yoktur. Hazırlık aşamasında olan bu siteler de 19 Haziran 2009’da kapatıldı. İnternet Andıcı ile ilgili bilgim 4 Kasım 2009 tarihinde oldu, haberin yayınlanmasına müteakip. Şubat 2009’da kapattığımız sitelerin içerikleri veya bilgileri de ancak 2011 yılının Ağustos ayında iddianame çıktığı zaman kısmen öğrendim. 2. Başkan tarafından ‘Sayın komutana arz’ diye sunulan bir belgenin normal şartlarda bana arz edilmesi gerekir. Ancak kesinlikle arz edilmedi. Bu andıç 2. Başkan tarafından 1 Nisan 2009 tarihinde paraflanmıştır iddialarına göre bana 14 Nisan 2009’da arz edildiğini iddia ediyor ancak bu andıcın 2 Nisan 2009’da karargah içinde işleme girdiğini de görüyoruz.
DEĞERLENDİRME YAPMIŞLAR

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tutanaklarındaki ‘Komutanın imzasını gördüm. Komutan imzaladı’ yönündeki beyanlar sadece değerlendirmedir. Aynı kişilerin daha sonra bu kez de imzayı görmedim’ şeklinde savcıya beyanları vardır. Yüzbaşı Murat Uslukılıç ve Mehmet Eröz’ün 29 Aralık 2011 tarihli duruşmadaki beyanları komutandan veya Genelkurmay Başkanı’ndan evrakın geldiğinin söylendiği, ancak ‘Söz konusu İnternet Andıcı üzerinde komutanın imzasını gördünüz mü?’ sorusuna ikisinin de verdiği net cevap ‘Görmedim’ şeklindedir. Hatta Uslukılıç ifadesine şöyle devam etmiştir ‘İki evrak geldi birisi Ermenistan ile ilgili bir evrak ve internet andıcı evrakı. Ermenistan evrakında komutanın imzası vardı, diğerinde yoktu.’ Andıç bir karargahtaki faaliyetleri başlatan bir eylemdir. Bu andıç ile 4 sitenin kurulması işlemi başlatılmıştır ancak aktif hale gelmesi için andıç yeterli olmaz. Bunun için uygulama emri yayınlanması gerekir bu konuda öyle bir şey de söz konusu olmamıştır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum serbest bırakılmamı talep ediyorum’.

Avukatı ‘Yüce Divan’ dedi

Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer sitelerin Başbuğ ve dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı tarafından ‘TSK personelini bilinçlendirmek amacıyla’ kurulan siteler olarak bilindiğini belirtti. Sezer, ‘İllegal yayının bilindiğine dair komutanlık katında bilgi yok. Müvekkilimin oturup siteleri kontrol etmesi beklenemez. İddia olunan suçu basın açıklamaları ve internet siteleri ile işlemesi mümkün değil. Anayasa’da 148. madde değişikliği ile yargılamanın Yüce Divan’da yapılması ve dosyanın oraya gönderilmesi gerektiği kanaatindeyiz’ dedi.

İşte o mahkeme kararı:

Gereği düşünüldü,
Şüpheli Mehmet İlker BAŞBUĞ’un üzerine atılı ‘Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme’ ve ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme’ suçlarının vasıf ve mahiyeti, şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunması, suçların CMK 100/3 maddesinde sayılı katalog suçlardan olması nedeniyle şüphelinin üzerine atılı bu suçlardan ayrı ayrı TUTUKLANMASINA…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ