Ve Büyükanıt iddialara cevap verdi!
Kemal Kılıçdaroğlu, şaşırtıcı bir iddiada bulundu. Erdoğan ve Büyükanıt’ın e-muhtırada işbirliği yaptığını iddia etti. Büyükanıt Paşa’dan yanıt geldi;
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, şaşırtıcı bir iddiada bulundu. 27 Nisan bildirisinin, dönemin Genelkurmay Başkanı
Kılıçdaroğlu, 27 Nisan bildirisiyle Başbakan’ın darbe mağduriyeti yaratarak oylarını
Kılıçdaroğlu’nun bu ifadeleri karşısında dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral
Fikter Bila bugünkü yazısında Kılıçdaroğlu’nun 27 Nisan bildirisinin, dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ile
BU İFADELERİ ŞİDDETLE KINIYORUM
“26 Temmuz 2010 tarihinde CHP liderinin, ‘27 Nisan bildirisinin Başbakan ve emekli Orgeneral Büyükanıt’ın işbirliği ile hazırlandığı’ şeklindeki ifadesi yazılı ve görsel basında yer almıştır. Bu ifadelerin gerçekle bir ilgisi olmadığı gibi 53 yıl üniforma giymiş şahsıma karşı hiçbir bilgi ve belgeye dayanmayan hayal mahsulü bir hakaret
Büyükanıt, Fikret Bila’nın yönelttiği sorulara, “Ben hem Dolmabahçe görüşmesi hem de 27 Nisan’la ilgili görüşlerimi size açıklamıştım. Görüşlerim bugün için de geçerlidir” demekle yetindi.
DOLMABAHÇE DEVLET İŞİDİR
Peki Büyükanıt Paşa, Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili olarak ne demişti?
Dolmabahçe görüşmesinin devlet işi olduğunu söylemiş ve şöyle demişti:
“Ben bulunduğum görevler itibarıyla dönemin başbakanları Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz ile de bu tür görüşmeler yaptım. Bunlar devlet işidir. Dolmabahçe görüşmesi de öyledir. Yarım asırdır devletime ve milletime şerefle
O MUHTIRA DEĞİLDİ
Büyükanıt Paşa, 27 Nisan bildirisinin yeniden gündeme oturduğu Şubat 2010’da da Fikret Bila’nın sorularını yanıtlamıştı.
Büyükanıt Paşa o zaman da, 27 Şubat bildirisinin muhtıra olmadığını vurgulayarak şu değerlendirmeyi yapmıştı:
“27 Nisan’la ilgili eleştirileri dinliyorum, okuyorum ve üzülüyorum. 27 Nisan sürekli gündeme getiriliyor. Bu bildiri Türk Silahlı Kuvvetleri’nin cumhurbaşkanlığı seçimine
Ben, hizmetteyken cumhurbaşkanlığı sözünü iki kez kullandım. Birincisi 12 Nisan 2007’de Genelkurmay Başkanlığı karargâhında yaptığım konuşmada. Bir soru üzerine aynen şöyle demiştim, ‘Seçilecek cumhurbaşkanının Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasada belirlenmiş ilkelerine sözde değil özde bağlı olacağını umut ediyorum. Tabii ki, yetki yüce Meclis’indir’. Benim söylediğim budur. Bunun aksini söylemek mümkün mü? Mümkün değildir. Çünkü, aksini söylerseniz, bundan, anayasada belirlenmiş ilkelere bağlı olmadığı sonucu çıkar ki, bu hem Cumhurbaşkanı’na hem de yüce Meclis’e hakaret olur.
Cumhurbaşkanı sözünü ikinci kez 27 Nisan’da kullandım. Oradaki ifadem de aynen şöyledir: ‘Son günlerde cumhurbaşkanlığı seçim süreci laik-antilaik sürecine dönüşmüştür’. Bunun neresi muhtıra?
Şimdi 27 Nisan’a muhtıra dediler, demeye