”Türkiye başka ülkelere benzemez”
Erdoğan, partisinin Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu.
Erdoğan, partisinin Rize İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu.
Milletten çok kutsal bir emanet devraldıklarını ifade eden Erdoğan, ”Televizyonları izliyorum, zaman zaman insanın çıldırası geliyor. Bakıyorsunuz bir tanesi çıkıyor diyor ki ‘Sayın Başbakan olay oldu, ardından Grup Toplantısı’nda güzel bir konuşma yaptı ama ondan sonra bu olaya değinmesine gerek yok.’ Yahu insaf. Dünyanın çenesi duruyor mu? Dünya bu olaylar karşında sessiz kalacak, onlar susmayacak, biz haklı olduğumuz bir olayda haksızlığa mahkum edilmeye doğru gidiyoruz. Yanınızda monşerlerle çıkıyorsunuz, konuşuyorsunuz. Monşerler adeta bize diplomasi dersi vermeye kalkıyor, siz onlara karşı bir şey diyemiyorsunuz, bize ‘sus’ diyorsunuz. Nasıl susarız?” dedi.
“ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM ZALİMİ SEVEMEM“
Haksızlık karşısında susmanın kendi şiarlarından olmadığını söyleyen Başbakan Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy’un ”Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem/Gelenin keyfi için geçmişe asla sövemem/Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim/Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim/ Adam aldırma da geç git diyemem aldırırım/Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım/Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu” dizelerini okudu.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
”Biz onlar gibi rahat değiliz. Bizim yüreğimiz kan ağlıyor ama onların böyle bir derdi yok. Onlar rahatlar. Onlar ‘dünya kazan biz kepçe’ mantığıyla değil, onlar rahat koltuklarında otursunlar, rahat malum yerlerinde otursunlar. Bir gece bir yerde, bir başka gece bir başka yerde, farklı şekilde, o biçim hayatlarını sürdürsünler ondan sonra gelsinler dünyayı konuşsunlar. Bizim öyle bir yaşamımız yok. Biz bu konuda farklıyız. Biz dertliyiz dertli. Mevlana’nın diliyle ‘dertli olmayan deva olmaz’, bunu böyle biliniz.
“ONURUMUZLA OYNATMAYACAĞIZ”
Bu millet bize, hizmet üretmemiz, Türkiye’yi büyütmemiz, Türkiye’nin refahını çoğaltmamız, Türkiye’nin istikrarını, kardeşliğini pekiştirmemiz için emaneti yükledi. Ama bu millet aynı zamanda bize bu ülkenin uluslararası çıkarlarını, itibarını, şerefini muhafaza etmemiz, ona sahip çıkmamız, onu gözümüz gibi korumamız için de emaneti teslim etti.
‘Türkiye’nin ekseni kayıyor, Türkiye batıdan kopuyor, Türkiye yön değiştiriyor’… Akıllarınca bizi tehdit ediyor, bizi hakkı savunmaktan, doğruyu söylemekten vazgeçireceklerini zannediyorlar. Buradan İsrail destekli uluslararası basına da yurt içindeki taşeronlara da açık açık sesleniyorum; Türkiye başka ülkelere benzemez. AK Parti iktidarı başka iktidarlara benzemez. Neyle tehdit ederseniz edin dik duracağız, dikleşmeyeceğiz ama onurumuzla kimseyi oynatmayacağız. Bunu böyle bilin.”
”DIŞ POLİTİKA TÜRKİYE’NİN EKONOMİSİYLE DOĞRUDAN İLGİLİDİR”
Türkiye’nin, bu toprakların ve bu medeniyetin köksüz olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
”O kara propagandalarınız Türkiye’ye sökmez. Bizim, nasıl samimi bir şekilde barış için mücadele ettiğimizi herkes biliyor. Bizim bölgesel istikrar, küresel refah için nasıl samimi şekilde ter döktüğümüzü herkes biliyor. Benim aziz milletim Türkiye’nin mazlumların sesi olmasından, Türkiye’nin hakkı, hukuku savunmasından, barış çağrılarını dünyanın her köşesine ulaştırmasından dolayı bugün artık ülkesiyle daha güçlü bir şekilde gurur duyuyor.
“DIŞ POLİTİKA EKONOMİYLE DOĞRUDAN İLGİLİ”
Burada, baba ocağında bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum; bu milletin başını öne eğdirmedik, bundan sonra da asla ve asla eğdirmeyeceğiz. Bu ülkeye, bu ülkenin tarihine, medeniyetine, şehitlerimize, aziz milletimize mahcup olmadık, bundan sonra da mahcup olmayacağız. Şunu lütfen unutmayınız; dış politika Türkiye’nin ekonomisiyle doğrudan ilgilidir. Demokratikleşme, Anayasa değişikliği Türkiye’nin ekonomisiyle soframızdaki ekmekle doğrudan ilgilidir. Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi, kardeşliğimiz için, birlik ve bütünlüğümüz için olduğu kadar cebimizdeki parayla doğrudan ilgilidir.
Bu ilgiyi kuramayanlar, bu denklemi çözemeyenler, statükoyu devam ettirip, sorunları çözümsüz bırakmak, Türkiye’yi yoksulluğa mahkum etmek istiyorlar. Biz eğer aktif bir dış politika yürütmeseydik, komşularla ‘sıfır problem’ anlayışını geliştirmeseydik, küresel barış için mesajlarımızı gür bir sesle haykırmasaydık ihracat 36 milyar dolardan 132 milyar dolara çıkar mıydı? Eğer dünyanın her ülkesine ulaşmasaydık turizm gelirlerimiz 8,5 milyar dolardan 22 milyar dolara çıkar mıydı?”
Erdoğan, iş adamları ve girişimciler için kapıları açtıklarını, vizeleri kaldırdıklarını, her türlü sorunu ilgili makamlarla çözdüklerini bunun sonucunda da Türkiye ekonomisinin 7 yılda 3 kat büyüdüğünü kaydetti.
”ŞEHİTLER DUA BEKLER, SLOGAN DEĞİL”
”Demokrasi gelişmeden ekonomi büyümez” diyerek demokratik standartları yükselttiklerini, ”Anayasa değişmeden Türkiye’nin önü açılmaz” diyerek Anayasada önemli değişiklikler gerçekleştirdiklerini, ”Milli birlik sağlanmadan, kardeşlik tesis edilmeden Türkiye büyüyemez” diyerek tarihin en büyük kardeşlik projesini başlattıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Tüm bu sorunlardan nemalanalar var. Tüm bu sorunları istismar ederek kendisine varlık zemini oluşturanlar var. Statükodan beslenenler var. Nifak tohumlarından rant elde edenler var. Şehit cenazelerini istismar ederek oy toplama gayreti içinde olanlar var.
“DİYANET’E MÜRACAAT EDİN”
Şehitler musalla taşında sadece dua bekler, slogan değil. Cenaze namazları slogan atma yeri değildir. Önce bunu onların liderlerine hatırlatıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı’na bir müracaat edin de size cenaze namazlarının edebini, adabını bir öğretsinler. Siyasi işaretlerin yapıldığı yer de değildir. Şehitler dua bekler ama bu idrakin içerisinde olmayanlara biz ne diyelim? Bunların hepsini kendileri için siyasi bir rant aracına dönüştürmek istiyorlar. Bunlar bayrağımızı da şehitlerimizi de istismar ediyorlar. Türkiye’nin değişimine, dönüşümüne, büyümesine, kalkınmasına da onlar karşı çıkıyorlar, onlar engel çıkarıyor.
İmkânları olsa 11 bin 400 kilometre bölünmüş yolu rulo yapacaklar koltuklarının altına alıp Anayasa Mahkemesine götürecekler. İmkânları olsa 430 bin TOKİ konutunun altına teker takıp onu da Anayasa Mahkemesine taşıyacaklar. Eğer mümkün olsa karar çıkartıp 143 bin dersliğin, 70 yeni üniversitenin kapısına da kilit vuracaklar. Çünkü bunların Türkiye’ye hizmet diye bir derdi yok.”
Erdoğan, birinin Rize’de yerel televizyonlarda ‘Ne yaptılar ki?’ şeklinde konuştuğunu belirterek, ”Eline, diline dursun. 14, 15 yılda bitiremediğimiz sahil yolunu söz verdik, biz bitirdik. Attığınız temeller yarım yamalaktı onları sağlama bindirerek şu devlet hastanesini biz bitirdik, yetmedi şimdi ikinci devlet hastanesini biz bitiriyoruz” dedi.
Rize’nin ardından Trabzon Of’a geçen Başbakan Erdoğan, burda da konuşmasına devam etti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Şunu herkesin sorgulamasını istiyorum, neden şimdi? Lütfen bunu herkes kendine sorsun. Lütfen herkes bunun cevabını arasın. Neden şimdi? Tam Anayasa değişikliği TBMM’den geçmişken, tam Anayasa değişikliği halkın önüne, sizin önünüze gelecekken, neden terör örgütü eylemlerini artırdı?” dedi.
Erdoğan, Trabzon’un Of ilçesindeki toplu açılış törenlerine katıldı. Açılışını yaptıkları eserlerin ülke çapındaki büyük hizmet hamlesinin Of’taki yansımaları olarak gördüklerini ifade eden Başbakan Erdoğan, dalga dalga bütün Türkiye’yi saran bu büyük hizmet hamlesinden tüm vatandaşlarımız kademe kademe faydalanıyor” dedi.
Alt ve üst yapısıyla eğitim ve sağlık hizmetleriyle çehresi değişen Türkiye’nin, daha büyük hedeflere emin adımlarla ilerlediğini anlatan Başbakan Erdoğan, ”Bize durmak yok. Çok büyük hedeflerimiz var… Sizler bizi her zaman bağrınıza bastınız. Sizler bizden hayır dualarınızı eksik etmediniz. Sizlerin gözlerinde gördüğüm samimi sevgini kat be kat fazlası emin olun bizim yüreğimizde var” dedi.
Erdoğan, şöyle konuştu:
”O yürek ki sizin sevginizden, desteğinizden, hayır duanızdan aldığı güçle, Balkanlar’dan, Orta Doğu’ya Kafkaslar’dan Afrika’ya kadar dünyanın dört bir yanına barış çağrılarını iletiyor. O yürek ki bütün dünya sırtını dönse de görmezden gelse de zalimin zulmüne karşı en büyük güçle haykırıyor.
Biliyoruz ki, Türkiye’nin huzuru, bölgenin huzurundan geçiyor. Türkiye’nin güçlenmesi, hedeflerine ulaşması, bölgedeki sorunların çözümünden geçiyor. Ülkemizdeki her bir vatandaşımızın refahının arzuladığımız düzeye çıkması, bu coğrafyadaki her bir bireyin insanca yaşama şartlarına kavuşmasından geçiyor.
Biz bölgemizde artık barış istiyoruz. Bölgemizde savaş istemiyoruz. biz bölgemizde kan değil, gözyaşı değil, huzur istiyoruz, refah istiyoruz. Bizim bütün çabamız bunun için. Bütün mücadelemiz bu gaye içindir. Bizim köklü medeniyetimiz, haksızlık karşısında susmayı asla ve asla onaylamaz. Biz bölgemizdeki meselelerin, sorunların, susarak değil, görmezden gelerek değil, diplomasinin diliyle konuşarak gerçekleri ortaya koyarak, hakkı, adaleti, hukuku savunarak çözülebileceğine inanıyoruz. Biz üstünlerin hukukunu korumaya değil, hukukun üstünlüğünü korumaya geldik. Farkımız bu…
Biz bölgemizde devlet terörü görmek istemiyoruz. Biz, bölgemizde korsanlık görmek istemiyoruz. Biz artık bölgemizde çocukların katledilmesini istemiyoruz. Yardım gemilerine saldırıyorlar. 9 vatandaşımızı öldürüyorlar, 24 kişiyi yaralıyorlar, bütün yardım gönüllülerine insanlık dışı muamele yapıyorlar.”
TAŞERONLAR
Şimdi de bunların çıkıp uluslararası medyayı kullanarak, yaptıklarını haklı göstermeye çalıştıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, ”yaptıkları insanlık dışı saldırıları maruz göstermeye çalışıyorlar. Herkesi kandırabilirler ama Türkiye bu oyunlara gelmez ve gelmeyecektir. Yalanları, iftiraları, kara propagandaları bizim üzerimize yapışmaz. Ne bunların kara propagandalarına boyun eğecek ne de bunların Türkiye içindeki taşeronları karşısında geri adım atacağız” dedi.
Başbakan Erdoğan, milletin arkalarında oldukları sürece, hayır dualarını eksik etmedikleri sürece kendilerinin bölgede de dünyada da en güçlü şekilde hakkı, adaleti savunacaklarını dile getirdi.
Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, her alanda büyük hedeflere ulaştıkça, içeride veya dışarıda bundan ciddi şekilde rahatsız olanların bulunduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
”Neden rahatsız oluyorlar? Çünkü kendilerine kirli bir sistem kurmuşlar, kirli bir rant düzeni kurmuşlar. Türkiye ‘barış’ dedikçe, ‘insanlık’ dedikçe, ‘çocuklar öldürülmesin’ dedikçe işte o katliamlardan beslenenler, Türkiye’nin bu girişimlerinin önünü kesmek istiyorlar.
‘Milli birlik’ diyoruz, ‘kardeşlik’ diyoruz. Yıllardır terörden beslenenler, benim askerime, polisime kurşun atarak alçakça saldırarak taşeronluk yapanlar, bundan rahatsız oluyor, saldırılarını daha da artırıyor.
Biz, ‘demokrasi’ dedikçe, statükodan beslenenler, rahatsız oluyor. Anayasa değişikliğine, demokrasi mücadelesine karşı çıkıyorlar. Bu ülkeye çeteler musallat olmuşlar. Mafya musallat olmuş. Hukuk dışı örgütlenmeler, bu ülkenin emeğine, ekmeğine musallat olmuştu. Cesaretle üzerlerine gittik, gidiyoruz.
Çetelerle hiç geri adım atmadan mücadele ediyoruz. Görüşürsünüz orada da bize karşı çıkıyorlar. Bizi engellemeye çalışıyorlar. Danıştay saldırısı oldu ne dediler? ‘Bunu dinciler yaptı’ dediler. Sonunda ne oldu? onlar da malum organizasyonun içinden çıktılar. Görüyorsunuz değil mi? Özür dilediler mi? Hayır. Neden? Onların şanında bu yok da onun için.”
TERÖR ÖRGÜTÜNÜN EYLEMLERİ
Ekonomide tarihi başarılara imza attıklarını belirten Erdoğan, bunu dahi hazmedilmediğini, ”karamsarlıkla, felaket tellallığıyla başarılarını gölgelemek isteyenler” olduğunu söyledi.
Millet adına büyük adımlar attıklarını kaydeden Erdoğan, ”Türkiye büyüyor, güçleniyor. Yeterli bulmuyoruz, daha da büyüyeceğiz. Hemen kirli oyunlar, kirli tahrikler, kirli senaryolar devreye sokuluyor” dedi.
Terör örgütünün son zamanlarda kanlı eylemlerine hız verdiğini anımsatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Şunu herkesin sorgulamasını istiyorum, neden şimdi? Lütfen bunu herkes kendine sorsun. Lütfen herkes bunun cevabını arasın. Neden şimdi? Tam Anayasa değişikliği TBMM’den geçmişken, tam Anayasa değişikliği halkın önüne, sizin önünüze gelecekken, neden terör örgütü eylemlerini artırdı.
Kim bizim karşımıza dikildi, Parlamentoda; CHP, MHP, BDP, terör örgütü, İmralı… Bak karşımıza dizilenler bunlar. Onların karşısında olan kim? AK Parti iktidarı. Farkımız bu…
Milli Birlik ve Kardeşlik Projemiz kararlılıkla ilerlerken, bu konuda çok güzel gelişmeler yaşanırken, terör örgütü neden şimdi eylemlerini sıklaştırdı? Hemen nereye gittiler? Anamuhalefet mahkemesine gittiler. Neden millete değil, neden millete gitmekten kaçıyorsunuz? Egemenlik kayıtsız şartsız milletin değil mi? anayasa’nın değişmez,. değiştirilemez maddesi bu değil mi? Niye millete gidemiyorsun da oraya gidiyorsun. Hadi buyur millet… Millet ‘evet’ diyorsa, başımız gözümüz üstüne, millet ‘hayır’ diyorsa o da başımız gözümüz üstüne… Hadi… Niye yoksun? Çünkü bunlar milletten kaçıyorlar. Milletin önüne çıkamazlar.
Şimdi başladılar bunlar erken seçime gidecekler diye. Geç o işi geç. Ne erken seçimi. Her şeyin zamanı var. Her şeyin zamanı var. Bu ülkeyi bu hale zaten böyle getirdiniz. Çok partili döneme bak, geçmişine bak, kurulan hükümetlere bak. Ortalaması 16 ayda bir hükümet… Gelişmiş ülkelerde böyle bir şey göremezsiniz. Ne zamansa seçim o zaman yapılır. Türkiye buna alıştı, alışacak. Biz de şimdi bunun adımlarını attık, atıyoruz. 5 yıl ise 5 yıl, 4 yıl ise 4 yıl… Seçim zamanlarını kast ediyorum. Siz bizim arkamızda olduğunuz sürece evvel Allah, bu milletin iktidarı yıkılamaz. Bun böyle bilin. Çünkü AK Parti iktidarı, milletin iktidarıdır.
Onlar şunu söylüyorlar, ‘yok efendim şöyle, böyle filan felan’ gibi o kaymak takımının arasında oylama yapın çoğu ‘CHP’ der. onlar bile ne diyorlar biliyor musunuz? ‘iktidardan memnunuz ama oyumuz CHP’nin… Bun geçen seçimde söylediler.”