Rusya’ da Banka Sahibi Olacak

Demiray,
yabancı ülkelerde büyük yatırımlar istemediklerini, 1 milyar dolar veya
500 milyon dolarlık satın almalar yerine daha küçük ölçekli işlemler
gerçekleştirmeyi arzuladıklarını söyledi.

Asıl alanlarının
Türkiye olduğunu vurgulayan Demiray, ancak Türkiye’nin de çekici piyasa
özelliğinin sürdürülebilir olmadığını, dolayısıyla genlerinde
uluslararası bankacılık bulunan İş Bankası’nın yurt dışındaki fırsatlara
bakacağını ifade etti.

TÜRKİYE’YE GELEN RUS TURİSTLER DE POTANSİYEL

Rusya’da
banka alımını sonlandırmak üzere olduklarını belirten Demiray, ”Bir
bankayla bağlayıcı, ön protokolü yakında imzalarız. Satın alma işlemi bu
yıl içinde tamamlanır. Küçük ölçekli bir banka” diye konuştu.

Kiril
alfabesi kullanılan yerlerde ortak operasyon merkezi, çağrı merkezi ve
kredi kartı üretim merkezi kurmak istediklerini dile getiren Demiray,
şöyle devam etti: ”Asıl amacımız tabii ki Rusya’da büyük işlere destek
olmak, Şişecam’ın oradaki faaliyetlerini desteklemek. Diğer taraftan
Türkiye’ye Rusya’dan ciddi anlamda turist geliyor. Bu turistler de
müşteri potansiyelini oluşturuyor. Dolayısıyla burada satın alacağımız
bankayla ilgili çok katı bir stratejimiz yok. Tabii ki faaliyetlerimizin
ağırlığı ticari olacak, ama Türkiye’ye gelen Rus turistler de
potansiyel olabilir.”
Aykut Demiray, Rusya çevresindeki ülkelerde de
satın almalarla büyümek istediklerini, Kazakistan’da görüşmelerin devam
ettiğini söyledi.

ALMANYA’DAKİ BANKA, SOFYA’DA ŞUBE AÇACAK

Londra’da
1 milyar sterlinden fazla aktifi olan bir şubeye sahip olduklarını,
Irak’ta gerekli başvuruları yaptıklarını ve beklediklerini, Almanya’daki
bankanın Sofya’da bir banka şubesi açacağını kaydeden Demiray, ”Biz bu
işe başlarken, kolları sıvarken ‘küçük fidanlar dikelim, bakalım,
sulayalım. Bazıları büyür, serpilir, ancak bazıları ölebilir. Ölürse de
üzülmeyelim’ dedik. Böyle de yaptık. Küçük yatırımlarla küçük bankaları
alıp çalıştırarak bilgiyi ihraç edeceğiz” şeklinde konuştu.

Balkanlar’daki
ülkelerin Türkler’e sıcak baktığını vurgulayan Demiray, ”Buralar
doymamış bir pazar. Bizim doymuş pazarlara bakmamız zaten doğru değil.
Mesela İtalya’da banka alımının bizim açımızdan bir anlamı yok. Çünkü
doymuş bir pazar” yorumunu yaptı.

MERKEZ BANKASI DOĞRU POLİTİKA İZLİYOR

Demiray,
Türkiye’de bankacılık sektörünü ilgilendiren kararlara ilişkin de,
Merkez Bankası’nın 2001 krizinden bu yana doğru politika izlediğini
söyledi.

Bu dönemde zorunlu karşılıkların artırılmasını, para
politikalarının biraz sıkılaşmasını, zorunlu karşılıkların artırılması
kararını beklediklerini ifade eden Demiray, ancak zorunlu karşılıklarla
ilgili faiz kararını beklemediklerini belirtti.

Tobin vergisiyle
ilgili de Demiray, son krizden sonra dünyada kur savaşları diye yeni bir
durumun ortaya çıktığına dikkati çekerek, bir teknik olan tobin
vergisinin çözüm olabileceğini, ancak bunun tek bir ülkede değil, 15-20
ülkede uygulanması durumunda sonuç vereceğinin söylendiğini ifade etti.

TOBİN VERGİSİ ÇOK GEREKLİ DEĞİL

Şu
anda Türkiye’de tobin vergisinin çok gerekli olmadığının altını çizen
Demiray,  şöyle konuştu: ”Ancak para her zaman paradır. Paraya her
zaman ihtiyaç vardır. Türkiye’nin bu kadar sıcak paraya ihtiyacı var mı?
Bana göre yok.

Ama Türkiye’nin büyümesi mutlaka dışarıdan para
gelmesine bağlı. Bu para sıcak mı soğuk mu? Türkiye’ye krizden önce çok
miktarda soğuk yabancı para geldi. Doğrudan yabancı yatırım şeklinde
para geldi, özelleştirmeden pay almak için para geldi. Bunlar birçok
şeyi finanse etti.”

TL’deki değerlenmenin çok ciddi bir rekabet
dezavantajı yarattığını düşünmediğini ifade eden Demiray, Türkiye’nin
rekabetçiliğini başka alanlarda artırması gerektiğini söyledi.

EBRD KONFERANSI

Demiray,
EBRD’nin İstanbul’da gerçekleştirdiği ve yarın sona erecek konferansta
kriz ortamında ticaretin geliştirilmesiyle ilgili nelerin yapılabileceği
konusunun ele alınacağını bildirdi.