Haber 16

Reflü ve Oruç

Mide reflüsü her yaşta görülen kronik ve yaygın bir hastalıktır.Peki ya ramazan ayında ne yapılacak?

Reflü ve Oruç
  • Gündem / Son Dakika
  • 21 Temmuz 2012
  • Reflü ve Oruç için yorumlar kapalı
  • 341 KEZ OKUNDU

Mide reflüsü her yaşta görülen kronik ve yaygın bir hastalıktır. Reflü hastalarının yakınmalarından kurtulmak için yaşam ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri gerekir. Bu hasta grubuna önerilen az ve sık yemeleri; yemeklerden hemen sonra uzanmamalarıdır. Reflü hastaları oruç tuttukları gün boyu, aç kaldıkları dönemde göreceli bir rahatlama hissedebilirler ama genel olarak ramazan ayı içinde yakınmaları artacaktır.

Reflü, mide içindeki asitli sıvının yer çekimine rağmen mideden yemek borusu boyunca yukarı doğru kaçmasıdır. Asitli sıvı yemek borusundan ağıza, oradan da solunum yolları ve akciğerlere kadar ilerleyebilir. Gittiği bölgelerde kimyasal tahriş yoluyla ciddi doku hasarı yapar. Kronik doku hasarı tedavi edilmediği ve önlenmediği takdirde ölümle sonuçlanabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Doku hasarı oluşan bölgeye göre farklı bulgular gösterir. Örneğin mide yanması, ağıza acı su gelmesi, kronik öksürük, yutma güçlüğü, boğazda takılma hissi, ses sorunları gibi.

Mideden yukarı geri kaçısın nedeni yemek borusu ile mide arasındaki kapakçık mekanizmasının iyi çalışmamasıdır. Bu işlevsel bozukluk Bu geri kaçışın nedeni değişik faktörlere bağlıdır Mide fıtığı olan kişilerde kapakçık mekanizmasının iyi çalışmadığını, bazı gıdaların bu mekanizmayı bozduğunu ve midenin çok doldurulması durumunda veya yemeği takiben uzanma halinde de kapakçık salim bile olsa geri kaçış yaşandığını biliyoruz.

Reflü hastalarının genel olarak dikkat etmeleri gereken noktalar: yemeklerini kısa aralıklarla az ve hafif yemeleri, midelerini çok doldurmamaları, akşam yemeği ile yatma arasındaki süreyi uzun tutmaları, dolu mide ile yatağa girmemeleri gerekir. Yine reflü hastalarına akşam yemeklerini hafif yemeleri, ağır ve yağlı gıdalardan genel olarak uzak durmaları önerilir. Reflü hastalarında genel olarak dokunduğunu bildiğimiz yiyecekler yağlı gıdalar, acılı baharatlı yiyecekler, soğan sarımsak, domates, salça, soslar ve ketçaplar, hazır meyva suları, gazlı kolalı içecekler, çikolata ve kafein içeren içecekler. Bu yiyeceklerin alınması halinde reflü yakınmalarının ortaya çıkacağını veya arttığını biliyoruz.

Reflü hastaları farklı yakınmaları farklı şiddet ve derecelerde yaşarlar. Ağır reflü hastaları dışında, yakınmaları daha hafif ve seyrek yaşayan hastalar oruç tutmak istediklerinde nelere dikkat etmeli ?

Ramazan boyunca sahura kalkmak ve o şekilde oruç tutmak sadece reflü hastaları için değil tüm sağlıklı kişiler için de çok önemlidir; çünkü 24 saat mideyi boş tutmak için çok uzun bir süredir. Bu dönem içinde mide,safra kesesi ve pankreas gibi organlardan salgılanan hazım enzileri mide ve barsak sistemine direk olarak zarar verebilir.

Sahur esnasında hızlı yenen yemek ve ardından uykuya devam etmek reflü hastaları için sakıncalıdır. Yine sahur sırasında bol su içmek, mideyi fazla şişirmek, yatağa yatıldığında reflü oluşmasını kolaylaştıracaktır. Sahur yemeği sonrası hemen yatmak veya uzanmak yerine sırtı dik bir koltukta 2 saat kadar uyunabilir veya istirahat edilebilir.

Oruç tutarken gün içinde uzanmak veya uyumak gerektiğinde arkası yatan koltuk tarzı şeyleri tercih etmek gerekir. Mide boş da olsa, içinde birikmiş olan asitli mide sıvısı, kişi uzandığında kolayca yemek borusundan ağıza doğru geri kaçabilir. Bu nedenle gevşek, bol rahat kıyafetler seçilmelidir. Bel ve karın bölgesini sıkacak giyecek ve aksesurlar kullanmamak gerekir.

Yatış pozisyonu reflü hastaları için çok önemlidir. Tüm reflü hastalarının yatak başını 20 cm kadar yükseltmesi önerilir. Bu şekilde yatma ve uzanma sırasında yer çekiminin önleyici etkisinden faydalanma şansı olur. Ayrıca yatarken belden kıvrılmak yerine, dizleri bükerek yatmak mideye daha az basınç yapar.

İftar sırasında tüm günün açlığı ile sofraya oturduğumuzda, genel olarak ölçünün bir miktar kaçtığı hepimiz tarafından bilinir. Midenin aşırı doldurulması ile bütün gün hafif çalışan mideye, birden ağır bir yük biner. İftar yemeğinde mideyi çok doldurmamak suyu yemekte değil, yemek sonrası içmek daha doğru olur.

Yemeği takiben uzanmamak, yatmadan önce midenin iyice boşalmasını beklemek gerekir. Bu süre en az 2-3 saattir. Dolayısıyla mümkün olduğunca akşam yemeğini iftar sonrasi 2 saate yaymak, hızla büyük miktarlar tüketmemek, sonra da yemekten sonra mümkün olduğunca geç yatmak gerekir.

Hekim tarafından verilmiş, mide koruyucu ilaç kullanılıyorsa, bu ilaçlar mide boş iken alınması gerken ilaçlardır. Özellikle 24 saat etkili olanları kullanmak ve ramazan sürecinde bu ilaçları gece yatmadan önce almak gerekir. İlaçlar reflü oluşumuna önlemediğini unutmamalı; reflü olan sıvının asit özelliğini azalttığı için ortaya çıkan rahatlık hissi ile yalancı bir güven duygusuna kapılmamak gerekir.

Yemek sonrası ağır tatlılardan, kahve ve gazlı içeceklerden kaçınmak gerekir. Açık çay veya bitki çayları içmek midenin boşalmasını hızlandırabilir. Yemeklerde sürekli hafif şeyler yemek, yağlı ağır yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Süt, yoğurt ve peynirlerin en yağsız çeşitlerini tüketmek gerekir.

Reflü hastalığı için uyulması gerken yaşam ve beslenme kuralları ile orucun vazettiği kuralları birbirine uydurmak ve vücuda zarar vermeden 30 günlük ibadet süresini tamamlamak çok kolay gözükmüyor. Bütün bu önerileri yapmayı zorlaştıran şey iftar ile sahur arasının nispeten kısa olması ve bu sürenin aynı zamanda insan vücudunun diğer fizyolojik ihtiyacı olan uyku için de kullanılmasıdır.Ağır mide barsak rahatsızlıkları olanlar; örneğin ciddi reflü şikayeti olan, mide ya da bağırsakların ağır iltihabi bir hastalığı, aktif ülser hastalığı ya da karaciğerle ilgili önemli bir sorunu bulunan kişiler oruç tutmaktan kaçınmalıdır.

Sonuç olarak mide reflüsü olan hastaların gün içinde öğünlerini daha sık ancak miktar olarak az yemeleri, yağlı ağır yemeklerden uzak durmaları, özellikle akşamları hafif gıdaları tercih etmeleri, yedikten kısa bir süre sonra yatmamaları gerekir. Ramazan ayı içinde oruç tutma niyetindeki hastaların ellerinden geldiğince bu prensiplere uyması aldıkları tıbb riski azaltacaktır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ