Öcalan’ın başdüşmanı kim?
Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugün köşesinden bir itirafta bulundu…
Hürriyet Gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, bugün köşesinden bir itirafta bulundu:
“İmralı’da bulunan Abdullah Öcalan’la görüşmek istiyorum.”
Bu istediğini yerine getirmek için başlattığı girişimleri sonuçsuz aklan Özkök, çareyi aklındaki sorulara yanıt aramakta buldu.
Adres ise Atilla Uğur’un “Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım” kitabı…
İşte Özkök’ün köşesine taşığı o kitaptan önemli satırbaşları…
EN BÜYÜK ZARARI ÇİLLER VERDİ
Kitabın yazarı H. Atilla Uğur… İsim belki size bir şey demedi. Hatırlatayım. Emekli Albay H. Atilla Uğur, İmralı’da Abdullah Öcalan’ı ilk sorgulayan subay.
Şimdi Ergenekon davasından Silivri’de yatıyor. Giriş kısmında kitabı yazdığı yer olarak da şu ifadeyi koymuş:
“Silivri esirevi…” Orada yazdığı kitapta, Abdullah Öcalan’ı İmralı’da nasıl sorguladığını anlatıyor. “Öcalan’ın baş düşmanı Tansu Çiller’miş. Ondan söz ederken yüzünün damar adaleleri şişiyormuş. Onunla uzlaşmak mümkün değildi. Bize çok zarar verdi” demiş.
Buna karşılık Turgut Özal’ı çok sevdiğini ve takdir ettiğini anlatmış. Ayrıca Özal öldüğünde ailesine başsağlığı mesajı göndermiş. Sorgulamasında Necmettin Erbakan’ı da beğendiğini anlatmış.
‘AVAREŞ’ MUSTAFA KIRSALDA İRADESİZ BİR GÖRÜNÜM ÇİZDİ
Son günlerde ise bir başka konuyu merak ediyordum. Öcalan, MİT mensuplarıyla görüşen PKK yöneticileri hakkında acaba ne düşünüyordu? Sorgulaması sırasında, PKK’nın önde gelen isimleriyle ilgili görüşlerini de anlatmış. Oslo’da (veya Brüksel) yapılan görüşmeye PKK tarafından 3 kişi katılmıştı. Bunlardan biri direkt PKK adına katılan Sabri Ok’tu. Öteki KONGRA-GEL adına katılan Zübeyir Aydar. Üçüncü kişi ise KCK adına görüşmelere katılan Mustafa Karasu. Kitapta, Öcalan’ın sadece Mustafa Karasu hakkındaki görüşleri yer alıyor. PKK “önderinin” “Avareş” kod adlı bu kişi hakkındaki görüşleri şöyle:
“Uzun süre cezaevlerinde kalıp sorumluluk üstlenmiştir. Kırsala çıktığında iradesiz bir görünüm çizdi. Örgüt çizgisini pek tutturamadı.”
GÜREŞ’İN KAHVESİNE ZEHİR KOYMA EMRİNİ KARAYILAN VERDİ
Tabii bunlar 12 yıl önceki görüşleri. Şimdi bu görüşleri değişmiş midir bilmiyorum. Buna karşılık Murat Karayılan hakkındaki görüşü çok net: “Bana çok bağlıdır” diyor. Bu arada çok ilginç bir de bilgi veriyor:
“Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş’in kahvesine zehir konulması talimatını Cemal kod adlı Murat Karayılan vermiştir.”
Bunu okuyunca Tansu Çiller’den ne kadar nefret ettiğini daha da iyi anlıyorsunuz. Bu arada Öcalan’ın en beğenmediği özelliklerden birinin “köylülük” olduğunu anlıyoruz. Hem Murat Karayılan’ı, hem de Ebubekir kod adlı Halil Ataç’ı “köylü” olmakla eleştiriyor. Kitaptan çıkardığım bir başka sonuç da şu: Türkiye’de yaşayan birçok insan gibi Öcalan da komplo teorilerine çok düşkün. Sorgu aralarında da hiç susmuyor, durmadan komplo teorisi üretiyormuş.
‘ECELİYLE ÖLDÜ APO’ DEDİM DURDU SADECE ‘HIMM’ DEDİ
Bir gün çay getiren görevli radyodan Barış Manço’nun öldüğünü öğrendiğini söyleyip, “Yazık oldu, çok iyi sanatçıydı, genç yaşta kaybettik” demiş. Öcalan bir süre durmuş ve sonra şöyle konuşmuş: “Öldüğüne çok üzüldüm. Peki kim öldürmüş?” Atilla Uğur, “O an hepimiz koptuk. Barış Manço’yu kaybetmenin hüznü, Apo’nun komplo teorisyenliği sayesinde sinirlerimizin boşalması haline dönüştü. Eceli ile öldü Apo dedim.” Öcalan “Hımmm” demiş ve susmuş. Emekli Albay Uğur, “Ama bakışları bana hiç inanmadığını gösteriyordu” diyor.
AYNI YOLU YÜRÜDÜK AYNI SUYU İÇTİK BİZ
Eee ne diyeceksiniz. Burası Türkiye… Aynı yolu yürüdük biz, aynı suyu içtik… Ve ne yazık ki, sıradan, alelade komplo teorileri, artık hayatımızın gerçeği ve yüzlerce insan böyle teorilerle içerde yatıyor. – H. Atilla Uğur: “Abdullah Öcalan’ı Nasıl Sorguladım”, Kaynak Yayınları, Eylül 2011. Kitap Uğur’un anlatımları. Öcalan’ın söylediklerinin bir bölümü tırnak içinde, onun ağzından yazılmış. Bir bölümü ise Uğur’un ağzından özetleniyor.