İşte Balyoz’un ses kayıtları!
Taraf, planda imzası bulunan emekli Org. Çetin Doğan’ın 5-7 Mart 2003 tarihlerinde yapılan ‘Balyoz plan semineri’ndeki konuşmasının dökümünü de yayımladı. İşte konuşmanın bazı bölümleri:
Türkiye’yi sarsan “Balyoz Harekât Eylem Planı’nın” mimarı olan eski 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan, iddiaların ardından yaptığı açıklamalarla büyük çelişkiye düştü. T24 sitesine planlar yaptığını itiraf eden Çetin Doğan, bunun ‘ordunun görevi’ olduğunu söyledi. Star Tv’de ise iddiaları reddetti. Doğan’ı Taraf gazetesinde yayımlanan, Selimiye Kışlası’nda 1. Ordu Komutanlığı’na bağlı tüm komutanların balyoz planıyla ilgili yaptıkları toplantının ses kayıtlarının dökümü yalanladı. 5-7 Mart tarihlerine ait dokümanlar Doğan’ın iddialara ilişkin söylemleriyle çelişiyor.
Televizyondaki açıklamalarında demokratik bir tavır sergileyen, darbelere karşıyım diyen ve görev süresi boyunca yaptığı bütün işleri hukuksal çerçevede gerçekleştirdiğini iddia eden Doğan, ses kayıtlarına göre tam tersi bir durum sergiliyor. Darbelere karşı olduğunu, her fırsatta bunu arkadaşları ile paylaştığını söyleyen emekli Org. Çetin Doğan ihtilallerin siyaset heveslileri tarafından yapıldığını aktarmıştı. Ancak Doğan ses dökümlerinde tam tersi bir tutum sergiliyor. Çetin Doğan, her şeyden önce Meclis’in ve hükümetin kendine çekidüzen vermesi gerektiğini vurguluyor.
Doğan sözlerini şöyle sürdürüyor: “Genelkurmay Başkanı’na, kuvvet komutanına diyeceğim ki Meclis’i ve hükümeti uyarıcı, bu gidişe dur deyici bir ültimatom verin gerekirse. Gerekirse çağırın, ‘bu işin sonu boktur’ işte sonunuz böyledir. Bu konuda gerekli tertip ve tedbirleri alın. Evvela ulusal birliğimizin evvela inandırıcı bir milli mutabakat, buraya öyle yazmışım. Milli mutabakat hükümeti kurulması sureti ile halkın tasvip edeceği tarafsız bağımsız daha tek…edeceği bu kadar gaile içinde ülkeyi daha sonra bütün bu gailelerden sonra seçime götürecek bir hükümetin kurulması en önemli birinci iştir.” Balyoz Harekat Planı’nın hazırlandığı seminerin açılış konuşmasında Doğan, yasal bir isteği söz konusu olmadan da her seviyedeki birlik komutanının re’sen duruma müdahale hakkının olduğunu iddia ediyor. Doğan, “Biliyorsunuz Silahlı Kuvvetler’e yönelik eylemlerde doğrudan doğruya İl İdaresi Kanunu’na göre valinin kuvvet talebine gerek duyulmadan, bunun altını çiziyorum, yasal bir isteği söz konusu olmadan da her seviyedeki birlik komutanının re’sen duruma müdahale hakkını İç Hizmet Kanunu vermiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı alenen fesat çıkarma tahkir ve bizim normal Askerî Ceza Kanunu’nda suçlar kapsamına giren konularla ilgili komutan doğrudan doğruya müdahale etme, bu müdahale sonuçlarını bildirme yükümlülüğüne sahiptir ve böyle yasal bir zemin vardır.” ifadelerini kullanıyor.
Doğan’ın kapanış konuşmasında sarf ettiği sözler ise şöyle: “İçeride yapacağımız güvenlik harekâtının klasik bir EMASYA harekâtı olmayacağını bütün arkadaşlarım burada yaptıkları takdimlerle ortaya koydular. Klasik EMASYA anlayışından mutlaka çıkılacak ama bunun anlamı halka gereksiz yere kuvvet kullanma, o halkın yaşantısını daha da bozma gibi olmayacak. Halkı kendi etrafımızda toparlayarak, daha evvel söylediğim gibi sivil toplum kuruluşlarını, üniversiteleri Türk Silahlı Kuvvetleri’yle bütünleştirerek bunun üstesinden gelmek zorundayız. Mao’nun dediği gibi halk denizdir, biz balığız demiştir kominist rejimini yerleştirmek için. Biz ama laik demokratik Cumhuriyet’in sahipleri ve bekçileri aynı düşünceyi halkın deniz olduğunu laik demokratik Cumhuriyet’in bekçilerinin de balık olduğunu ve bu deniz içerisinde yaşama koşulunun halkımızın desteğine mutlaka sahip olmamız gerektiğini de asla unutmayacağız.
Genelkurmay’ın açıklaması ikna etmedi
Darbeye zemin hazırlamak için kanlı eylemlerin planlandığı ‘Balyoz Güvenlik Harekât Planı’nı kabul eden Genelkurmay, ilginç bir savunma yaptı. Söz konusu seminerin 2003-2006 yılı Tatbikatlar Programı’nda bulunduğunu belirten TSK, gayenin dış tehdit olduğunu savundu. Ancak açıklamada planın içeriğine ilişkin ifadeler kullanılmadı.
Genelkurmay, darbeye zemin hazırlamak için Fatih Camii ile Beyazıt Camii’nin bombalanması gibi eylemlerin yer aldığı ‘Balyoz Güvenlik Harekâtı Planı’nı kabul etti. Ancak Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan açıklamada, ilginç bir savunma yapıldı. Söz konusu plan seminerinin Genelkurmay Başkanlığı’nın 2003-2006 yılı Tatbikatlar Programı’nda bulunduğu belirtilirken, gayenin dış tehdide ilişkin olarak hazırlanan harekât planlarını geliştirmek ve ilgili personelin eğitimlerini sağlamak olduğu iddia edildi. Açıklamada şöyle denildi: “Plan Semineri, giderek tırmanan bir gerginlik dönemini kapsayan bir senaryo içerisinde uygulanmıştır. 1’inci Ordu Komutanlığı sorumluluk bölgesinde icra edilen bu Plan Semineri’nde, Ordu Geri Bölge Emniyeti ve savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi halinde de uygulanan sıkıyönetim konuları üzerinde de durulmuştur. Bu plan seminerine ilişkin olarak ortaya atılan iddiaları, aklı ve vicdanı olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değildir. Söz konusu iddiaları ciddiye alarak üzerinde yorumlar yapılmasının ve bilgi kirliliği yaratılmasının; özellikle toplumumuzda tedirginlik yaratmak isteyenlerin amacına hizmet edeceği değerlendirilmektedir.”