Hz. Ali’nin ağabeyi İmam Ukayl’in türbesi
Dicle Üniversitesi (DÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat, 10 yıllık bir çalışmanın ardından, Hazreti Ali’nin ağabeyi İmam Ukayl’in kabrinin Diyarbakır’da olduğuna ilişkin delillere ulaştı.
İsmail Avcı’nın haberi Diyarbakır’ ın, manevî hazinesine yeni bir halka daha ekleniyor. Prof. Dr. Kenan Haspolat’ın yaptığı araştırmalara göre, Hz. Ali(r.a)’nin ağabeyi Hz. Ukayl’in de kabri Diyarbakır’da. Dicle Üniversitesi (DÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Haspolat, Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’ndeki belgelere ve 1800’lü yıllara ait salnamelere (yıllıklar) göre, Hazreti Peygamber’in (sas) amcasının oğlu Hz. Ukayl’in Çarıklı beldesine bağlı Adaklı köyünde medfun olduğunu söylüyor. Doç. Dr. Mehmet Salih Erpolat ile Diyarbakır Müftüsü Ali Melek de bölgede ‘seyyid’ yani Peygamber soyundan gelen çok sayıda aile olduğunu vurguluyor. 1316 tarihli Salname-i Diyarbekir’de şehirde kabri bulunan peygamber, sahabe ve evliyalara ait türbelerin anlatıldığını söyleyen Melek, bölge halkının yüzyıllardan beri Adaklı köyündeki kabrin Hz. Ali’nin kardeşi İmam Ukayl’e (ra) ait olduğuna inandığını vurguluyor. Bazı bilim adamları ise Diyarbakır’daki türbenin İmam Ukayl değil, onun çocuklarından birine ait olabileceğini savunuyor. İslam tarihi konusunda araştırmalar yapan Prof. Dr. Abdurrahman Acar ile Doç. Dr. Mehmet Azimli, İmam Ukayl’in Medine’deki Cennetü’l-Baki’de medfun bulunduğuna ilişkin güçlü rivayetler olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Haspolat’a göre Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden temin ettiği belgelerde bu durum açıkça vurgulanıyor ve İmam Ukayl’ın adı Osmanlı Devleti’nin Diyarbakır Salnameleri’nde geçiyor. Belgeler, Diyarbakır’da 1915’e kadar Hz. Ukayl vakfının ve mescidinin bulunduğunu ancak daha sonraki yıllarda yok edildiğini de gösteriyor. Haspolat, halen Diyarbakır’da yaşayan ‘Diken’ ailesinin İmam Ukayl’in soyundan geldiğini savunuyor. Aynı şekilde onlarca ailenin geçmişi Peygamber ve sahabe soyuna dayanıyor. Yörede ‘Akıl türbesi’ olarak bilinen alanda 10 yıl önce çalışmaya başladığını anlatan Haspolat, burada medfun bulunan zatın salnamelerde ‘İmam Ukayl’ olarak kayda geçtiğini belirtiyor. Osmanlı Arşivleri’nde yer alan bir belgenin ilk cümlesinde de, “Marûz-i çâker-i kimesneleridir ki İbn ‘Amm-i Cenâb-ı Resûl-i Kibriya Hz. Ukayl (ra) teala efendimizin Diyarbekir vilayeti dahilinde Amid nahiyesinde vaki Mescid-i Şerifleriyle Türbe-i saadetlerine merbut…” ifadesi yer alıyor. Belgelerde İmam Ukayl’in, Peygamber Efendimiz’in (sas) amcasının oğlu olduğu belirtiliyor. Tanıtımı yapılırsa İranlılar Diyarbakır’a akın eder Hz. Ali’nin ağabeyinin Diyarbakır’da olmasının inanç turizmi açısından çok önemli olduğunu söyleyen Haspolat, “İmam Ukayl türbesinin Medine’de de olduğu söyleniyor. Ama orada kendisinin değil, kopan parmağının olduğu yönündeki hüküm ağır basıyor. Herşey söylenir. Mühim olan belgelerdir. Elimizde Osmanlı belgeleri var. Belgeye itibar etmezsek neye itibar edeceğiz? Peygamberimizin amcasının oğlunu ziyaret etmek büyük ayrıcalık. Diyarbakır’dan İran otobüsleri sık sık gelip geçiyor. Bu türbe onların Diyarbakır’da kalmalarına, inanç turizmine vesile olabilir.” diyor. ‘Kesin bir şey söylememeli’ Kenan Haspolat’ın bu açıklamasına temkinli yaklaşan bilim adamları kesin bir dil kullanmaktan kaçınıyor. Prof. Dr. Abdurrahman Acar (DÜ İslam Tarihi ve Sanatları Bölüm Başkanı): Doğu ve Güneydoğu halkı, Peygamber, halife ve sahabe soyundan gelenlere büyük saygı gösterir. Bölgede kendisini ‘Ömerî’ olarak tanıtan ve Hz. Ömer’in (ra) soyundan gelen çok sayıda aile var. Bazı aileler şecerelerini gösterip bunu ispatlayabiliyor. Çarıklı’daki aileler de İmam Ukayl’in (ra) soyundan geldiğini belirtiyor, ellerindeki şecereleri gösteriyor. Bu büyüklerden küçüklere geçen ve öyle devam eden bir bilgi. Hz. Ukayl’in Mekke’de olduğu kaynaklarda belirtiliyor. Çarıklı’da yatan zatın İmam Ukayl’in oğlu veya torunu olabileceğini düşünüyorum. Doç. Dr. Mehmet Azimli (DÜ İslam Tarihi Anabilim Dalı Başkanı): Sahabe kabirlerinin nerede olduğunu hayatlarına baktığımız zaman görüyoruz. Eski kaynaklar Hz. Ukayl’in (ra) Mekke’de vefat ettiğini bildiriyor. Ancak biz Diyarbakır’da İmam Akil mescidi ve türbesi olduğunu biliyoruz. Bu bilgi Osmanlı Devleti’nin Diyarbakır salnamelerinde de yazılı. Burada kesin bir dil kullanmaktan kaçınmakta fayda var. Çarıklı’daki türbenin İmam Ukayl’in soyundan gelen birine ait olma ihtimali yüksek. Kasım Ertaş (Şırnak Ün. İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi): Güneydoğu, Peygamber ve sahabe kabirleri, makamı bakımından dünyanın en zengin yerleri arasında. Bu bölgeye İslam kaynaklarında El Cezire deniyor. Günümüzde kabirle makamların zaman zaman karıştırıldığı bir gerçek. İlk dönem İslam tarihi kaynaklarında Akil b. Ebu Talib’in (ra) nerede vefat ettiğine dair kesin bir bilgi yok. Medine’de vefat ettiği ve Cennetü’l-Baki’de medfun bulunduğuna dair rivayetler var. Diyarbakır’daki türbenin İmam Akil’in makamı olabileceğini düşünüyorum. Burada bir ihtimal üzerinde daha durmakta fayda var. İmam Akil ile aynı isimde olan başka bir sahabe de olabilir. Diyarbakır Müftüsü Ali Melek: Salnameler, İmam Akil’in (ra) Diyarbakır’da olduğunu belirtiyor. ‘Dini Değerleri ile Diyarbakır’ adlı bir çalışma yaparak şehrin manevi envanterine dikkat çekmek istedik. Bu kitabın türbeler bölümünde İmam Akil’e yer verdik. 1316 tarihli Salname-i Diyarbekir’de, Diyarbakır’da kabri bulunan peygamber, sahabe ve evliyalara ait türbelerin anlatıldığı kısımda, İmam Akil hazretlerinin Adaklı köyünde medfun olduğu belirtiliyor. Köy halkı burada medfun şahsın Hz. Ali’nin (ra) kardeşi İmam Ukayl (ra) olduğuna inanıyor. *** Prof. Dr. Kenan Haspolat (solda), “Hz. Ali’nin ağabeyi Hz. Ukayl’in, Diyarbakır’ın Çarıklı beldesine bağlı Adaklı köyünde medfun olduğunu söylüyor. İmam Akil (Ukayl) kimdir? Akil Bin Ebu Talip, Hz. Ali’nin ağabeyidir. Câfer-i Tayyar hazretlerinden 10, Hz. Ali’den 20 yaş büyüktür ve üçünün de anneleri aynıdır. Künyesi Ebû Yezid’dir. Milâdî 580’de doğdu. Ensâb ve tarih bilgisiyle Kureyş kabilesi arasında önemli bir yere sahipti. Anlaşmazlıklarda hakemliğine başvurulan dört kişiden biriydi. Bedir Gazvesi’nde müşrikler safında yer aldı, esir düştü. Amcası Abbas b. Abdülmuttalib’in verdiği fidyeyle esaretten kurtuldu. Müslüman olduğu tarih ihtilâflıdır. Bazılarına göre Hudeybiye Antlaşması’ndan önce, bazılarına göre hemen sonra, bir kısmına göre ise Mekke’nin fethinden önce 630 yılı başlarında Müslüman olmuş ve Medine’ye gitmiştir. Kardeşi Ca’fer ile Mûte Seferi’ne katıldı. Hastalığı sebebiyle sonraki savaşlarda bulunamadı. Ancak Huneyn Gazvesi’ne iştirak ettiği ve herkesin dağıldığı sırada Hz. Peygamber’in yanından ayrılmadığı rivayet edilir. Hz. Ömer devrinde divanın düzenlenmesinde görevlendirildi. Hz. Ali’nin halifeliği sırasında ödemek mecburiyetinde olduğu büyük bir borç meselesiyle uğraşıyordu. Hazreti Ali’den beklediği yardımı göremeyince, kendisine gerekli yardımı sağlayan Muâviye’ye katıldı ve Sıffîn’de kardeşine karşı savaştı. Daha sonra Cezire bölgesine geçtiği rivayet edilir. Peygamber Efendimiz hicret edince doğduğu evi Hazret-i Ali’nin kardeşi Hz. Ukayl’e hediye etmişti. Belagatı ve hazırcevaplılığıyla da meşhur olan Hz. Ukayl, Muâviye döneminde veya Yezid’in halifeliğinin ilk günlerinde vefat etti. İmam Akil Mescidi yok oldu Belgeler Hz. Ukayl’in (ra) Diyarba-kır’da vakfı ve mescidi olduğuna işaret ediyor. Osmanlı belgelerinde Diyarbakır’ın Sur ilçesinde Pamukçular Çarşısı yakınlarında Ukayl Mescidi’nden ve Ukayl adıyla bir vakıf bulunduğundan bahsediliyor. Prof. Kenan Haspolat, 19. yüzyılda oldukça işlek olan mescit ile vakfın, 1915 yılında yanarak yok olduğunu söylüyor. Diyarbakır’da 6 peygamber 32 sahabe kabri var Peygamberler Nebî Zülkifl (as), Nebî Elyesa’ (as), Nebî Harun-ı Âsafî (as), Nebî Hallak (as), Nebî Harut (as) ile Nebî Enûş b. Şit aleyhisselamın kabr-i şerifleri Diyarbakır’da bulunuyor. Ayrıca Nebî İlyas (as) ve Nebî Yûnus’un (as) makamları da Diyarbakır’da. Diyarbakır’ın farklı yerlerinde 32 sahabe kabri bulunuyor. Hz. Halid bin Velid’in oğlu Hz. Süleyman ile birlikte şehit düşen 27 sahabe Hazreti Süleyman Camii’nde medfun. Diyarbakır’daki Hz. Süleyman Camii’nde Süleyman b. Hâlid (ra), Rıdvan (ra), Mes’ûd (ra), Beşir (ra), Hamza (ra), Amr (ra), Şu’be (ra), Sâbit (ra), Zeyd (ra), Zeyd (ra), Halid (ra), Halid (ra), Nu’mân (ra), Muhammed (ra), Muhammed (ra), Abdullah (ra), Abdullah (ra), Abdullah (ra), Hasan (ra), Hasan (ra), Ka’b-i Zişan (ra), Fudayl (ra), Mâlik (ra), Fahr (ra), Ebu’l-Hamd (ra), Ebu Nasr (ra) ve Muğire (ra) adlı şehit sahabeler ile Suriçi bölgesinde Malik-i Ecder (ra) Mir Seyyaf (ra) Sultan Şücaüddin (ra) Abdurrahman (ra) ve Hz. Sa’saa (ra) adlı sahabelerin kabirleri bulunuyor.
Peygamber ve sahabe kabirleri açısından Türkiye’nin en zengin şehri olan Diyarbakır, manevi hazinesine yeni bir halka eklemeye hazırlanıyor. Dicle Üniversitesi (DÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat, 10 yıllık bir çalışmanın ardından, Hazreti Ali’nin ağabeyi İmam Ukayl’in kabrinin Diyarbakır’da olduğuna ilişkin delillere ulaştı. Ancak farklı görüşler de var.
Doç. Mehmet Salih Erpolat (DÜ Tarih Bölümü Öğretim Üyesi): Diyarbakır’da İmam Ukayl’in (ra) türbesinin olması çok normal. Yaptığımız araştırmalara göre bölgede Hz. Peygamber’in (sas) soyundan gelen çok sayıda aile var. Aynı şekilde halife ve onların kardeşlerinin soyundan da gelenler var. İmam Ukayl veya Akil hazretlerinin kabrinin Diyarbakır’da olması mümkün. Osmanlı belgelerinde İmam Akil’in Diyarbakır’da olduğu konusunda ihtilaf yok.
Zaman – Cuma