Haşimi: Erdoğan değil İran karıştı!

Irak’ta kriz var. Hedefteki isim Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık el Haşimi. Kanal 7 Dış Haberler Müdürü Taha Dağlı, Irak’ın Selahattin kentine gitti ve Haşimi’yi buldu. Hakkında tutuklama kararı bulunan Sünni lider, Irak’ta yaşanan süreci, Ankara-Bağdat hattındaki krizi ve Türkiye’ye sığınıp sığınmayacağı konusundaki gerçekleri anlattı.

-Önce ABD askerleri Irak’tan çekildi aynı günlerde Irak Başbakanı Nuri el Maliki, Amerika’ya giderek Obama ile görüştü. Ve akabinde sizin hakkınızda tutuklama kararı çıkarıldı. Bu süreçte böyle bir sonuç bekliyor muydunuz?

-Böyle bir sonucu bekliyordum. Maliki hükümeti kurulduğunda biz onu desteklememiştik çünkü aramızda bir hükümet problemi vardı, ama Maliki hükümlerini yerine getiremedi. Biz onun bu pozisyonda olduğu süre içerisinde Maliki’nin bizi ezmeye çalışacağını biliyorduk. Bunu bekliyorduk. Ancak Amerikan askerlerinin çekilmesinden hemen sonra olacağını hiç düşünmemiştik. Bu krizin patlamasında Amerika’yı da hiç affetmeyeceğim.

-Siz Sünnilerin liderisiniz ve tutuklanmanızı talep eden Başbakan Şii kökenli. Zaten bu süreçte akla direk mezhep çatışması geldi.

-Geçen 8 yıl içerisinde ulusal bir problem üzerinde çalışmalar yapıldı. Çünkü Irak 2005, 2006 ve 2007 yıllarında çok zor günler geçirdi. Mezheplerarası kamplaşmalar oldu. Bu mezhep çatışmalarının kaynağı içeriden değil tamamen dışardandı. Bazı ülkeler Irak’ta mezhep savaşı çıkarmak istediler ve hala istiyorlar.

-Yakınlarınızın itirafları yayınlandı. Devlet televizyonunda sizin terör bağlantılarınızla ilgili demeçler verdiler. Görüştünüz mü onlarla hiç?

-Bu insanların avukat tutmaları bile yasaklandı. Biz parlamentoda insan hakları komisyonu kurduk. On gün boyunca bu komisyon, Maliki tarafından tutuklanan benim korumalarım ve yakınlarımın da aralarında olduğu 50 kişiyi bulmaya çalıştı. Ama nerede tutulduklarını bulamadı. Tutuklanan 50 korumamdan 9’uzuna ulaşabildim. İçlerinden biri benim enformasyon şubemde çalışan bir kadındı. Hiçbirine avukat verilmedi, hepsi suçsuzdu ama hepsi tutuklandı. Siz hiç gördünüz mü, herhangi bir ülkede bir Cumhurbaşkan yardımcısının korumalarının terör yaptığını. Böyle bir şey olabilir mi? Ben Bağdat’ta Maliki’nin evinin hemen yanında oturuyorum, evlerimiz yan yana. Benim evimin etrafı tanklarla çevrildi, kuşatıldı.

-Başbakan Erdoğan, Irak’ta bir mezhep çatışmasına karşı Bağdat hükümetini uyardı. Ancak yanıt sert oldu. Bunu neye bağlıyorsunuz?

-Recep Tayyip Erdoğan, Iraklıların bir arada yaşamasını istiyor. Erdoğan hiçbir zaman Irak’ın içişlerine karışmadı. Ancak Maliki Erdoğan’ı Irak’ın içişlerine karışmakla suçladı. Bu hareketi çok yanlıştı. Ben Maliki’yi bu konuda şiddetle kınıyorum. Zira Sayın Erdoğan hiçbir zaman Iraklıları kışkırtan açıklamalar yapmadı, aksine birlik çağrısında bulundu. Sünnileri ya da Şiileri tetiklemedi, onun söylediği tek şey, “biz kamplaşmaktan rahatsızlık duyuyoruz” oldu.

-Son dönemde Bağdat’ta, Basra’da saldırılar oldu? Yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Bu saldırıların kaynağı nedir?

-Maliki Irak’taki güvenlik dosyasını elinde tutuyor. Bu konuya diğer siyasi grupların karışmasına asla izin vermiyor. Irak’taki saldırıların tek sorumlusu Maliki’dir. Çünkü hem askerlerin hem de emniyet kuvvetlerinin başındaki tek isim Maliki’dir. Irak’ta patlamalar oluyor, her gün kan akıyor fakat Maliki, çok olumlu konuşuyor. Herşeyin güllük gülistanlık olduğunu söylüyor. Ülkedeki kaos ortamını kabullenmiyor. Bu saldırıları kimlerin gerçekleştirdiği onun elindeki güvenlik dosyalarında mevcut ancak dosyaları kimseyle paylaşmıyor.

-İyad Allavi de sizin gibi düşünüyor?

-Tabiki biz zaten kendisiyle aynı listedeyiz.

-Tutuklama kararınız ve Erbil’e gelişiniz? Bu süreç nasıl gelişti?

-Ben Erbil’e Sayın Cumhurbaşkanının talebi üzerine geldim. Olaylar çok hızlı gelişti. Meğer, Maliki’nin amacı beni Bağdat’taki evimde tutuklamakmış. Ancak Erbil’de olduğum için bu gerçekleşmedi. Ben Erbil’deyken tutuklama kararım çıktı. Evime, ofisime baskın yapıldı, herşeye el konuldu, tüm dosyalar, belgeler ve kişisel eşyalarım alındı. Korumalarımın silahları alındı, hepsi tutuklandı, evim ablukaya alındı. Sonra Bağdat’ta araştırma komisyonunun karşısına çıkmam istendi. Ben Erbil’e resmi ziyaret için misafir olarak geldim. Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevim devam ediyor, istifa etmedim, şu an görevimi Bağdat yerine burada yapıyorum.

-Kerkük’te yargılanma konusu var. Buradaki talebinizin nedeni nedir?

-Irak anayasasına göre sanıklar, yargılanacakları yerin değiştirilmesini talep edebilir. Bu bir anayasal haktır. Bağdat’ta şu an benim için adalet yok, adil yargılama ortamı yok, can güvenliğim yok, nasıl gideyim. Bu yüzden ortak yol olarak mahkemenin Kerkük’te olmasını talep ettim. Buradaki mahkeme bağımsızdır, benim mahkemem değildir, Maliki’nin malı da değildir. Ama benim bu talebimi reddetmeleri, bu davanın tamamen siyasi olduğunu göstermektedir.

-Başbakan Erdoğan ve Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani sizi savununca Maliki’nin tepkisiyle karşılaştı?

-Irak’ta iç ve dış siyaseti Maliki yönetiyor. O maalesef barış istemiyor. Hem kendisi hem Irak için kriz yaratıyor. Irak’ın istikrarı için Maliki doğru bir isim değil. İşte görüyorsunuz olup bitenleri, Maliki’nin bu ülkeyi nasıl yönettiğini herkes görüyor.

-Irak’taki son gelişmeler Saddam dönemini aratır gibi oldu, buna katılıyor musunuz?

-Maliki’nin siyaseti gerçeği yansıtmıyor. Bunu Iraklılar da reddediyor. Kuzey Irak reddediyor. Maliki muhalefet istemiyor, para da, güç de, emniyet te, devlette kendi elinde olsun istiyor. Ona karşı gelenlere şans tanımıyor. Herkesin benim gibi Maliki’nin karşısında durması gerek.