Hakan Şükür Milli Takım yolunda
Galatasaray, ve milli takımın formasıyla rekorlara imza atan Hakan Şükür’den Milli Takım’ın hocalığına yeşil ışık.
Galatasaray, Torino, Inter Milan, Parma, Blackburn Rovers ve milli takımın da formalarını giyen Hakan Şükür, Radyospor’a konuştu. Özgür Sancar’la Haber Özel programına katılan Şükür, “Yerli teknik direktörler kısıtlı imkanlarla çok şeyler başarıyor. Yabancı teknik direktörlerden de Türkiye’yi tanıyan ve yararlı olan iyi çalıştırılar var. Kararı büyüklerimiz verecek. Ancak antrenörlük değil de yöneticilik konusunda bana teklif gelirse, milli takım için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım.” dedi.
Milli takıma yaptığı katkılardan dolayı aldığı plaketi değerlendirerek sözlerine başlayan Hakan Şükür, “Türkiye’de bir çok olayda olduğu gibi herşey istediğiniz gibi gelişmiyor. Rüzgar zaman zaman çok farklı yerlerden esebiliyor. Ama böyle bir hatırlanış ne kadar geç olsa da insana tatlı ve heyecan verici geliyor.” dedi.
TERİM’İN BIRAKMASI SEVİYELİ ŞEKİLDE OLDU
Hakan Şükür Fatih Terim’in milli takımı bırakmasını şu sözlerle değerlendirdi, “Sadece milli takımı çalıştırma konusunda değil, hangi mesleği yaparsanız yapın ülke olarak istikrarı yakalamış değiliz. Çok kısır döngüler, işte mahalle baskılarıyla, getirilip götürüyoruz. Uzun süreli kalamayacağını bilen insan böyle bir durum karşısında çok aceleci, her şeye, başarıya bir an önce ulaşma çabasına girince bazı kötü sonuçları doğurabiliyor. Ben alınan bu kararı nasıl karşıladığım sorulunca, tabi istikrardan yanayım. Ama hocamızın bırakmış olması, buna da federasyon tarafından riayet edilmesi, çok da seviyeli bir şekilde bu kopuşun olması, bence yakışan şekliydi. Böyle olmasına da bir şey diyemeyiz.
MİLLİ TAKIMDA GÖREV VERİLİRSE SEVE SEVE YAPMAYA HAZIRIM
“Bundan sonra ne yapmak istersiniz? şeklindeki soruyu Hakan Şükür şöyle cevaplandırdı: “Teknik direktör de olsa, bir takımı idare et diyorsunuz. Yöneticilik bence dünya futbolunun tamamında yerine getirilemeyen baş ağrısı bir şey. Ancak bizde de çok fazla yönetici yetiştirmiyor. Sporla ilgili ehil kişilerin, çok fazla şeyler yaşamış insanların eksikliğin hissedildiği yerde; yaşadığım tecrübeler ve o soyunma odalarından gelen biri olarak, bu psikolojiyi iyi bildiğim için yöneticilik yaparım. Çok değerli antrenörlerle çalışarak antrenör kursunu da bitirdim. Onlardan çok fazla şey öğrendim. Antrenör babında bir şeyler yapmama gerek yok. Bu bir deneyimse bunun da alınması gerekiyor. Ancak bir milli takımın veya başka bir takımın teknik direktörlüğüne şu an uzağım. Şu anda çok daha farklı yerlerde, eğer milli takım adına bir görev verilirse onu da seve seve yapmaya hazırım. Yapılmayacak bir şey değil.”
BANA TEKLİF GELMEDİ
Bursa’da Ermenistan ile oynanan maç öncesi veye sonrasında Türkiye Futbol federasyonu yöneticilerinden kendisine herhangi bir teklif gelmediğini belirten Şükür, “Böyle bir konuşma geçmedi. Oraya yaptığım hizmetler karşılığında bir plaket almaya gittim. O soyunma odalarından tekrar geçtim. O soyunma odalarında hem federasyon başkanımızla hem de milli takım hocamızla oturduk. Onun dışında bana bir teklif gelmedi. Ama medyada bazı kalemler üzerlerine vazife olmadığı halde, o görevlere benim de olmak üzere çok farklı isimleri yakıştırmaya çalışıyorlar. Bu ya önümüzü kesmek için ya da hakikaten bizi orada görmek için yapıyorlar.” dedi.
BİRİLERİNİN DESTEĞİYLE BURALARA GELMEDİM
Kamuoyunda kendisinin birilerinin desteğiyle bir yerlere geldiği yönünde bir intiba oluştuğunu kaydeden Hakan Şükür, “Şunu görüyorum ki, sanki devlet kademesinden birilerinin desteğiyle bir yerlere geliyormuşum, öyle çabalar içerisindeymişim gibi gösterilmeye çalışılıyorum. Bizler bu ülkede bu mesleğin içerisinde sportif anlamda çok önemli başarılara imza atmış insanlarız. Bir yerlere gelmek için birilerinin desteğine ihtiyaç duyan insanlar değiliz. Kimse de bize bunu yapamaz. Biz böyle bir şey olduğu zaman, böyle bir şeye bizi getirmek istediklerinde de buna izin vermeyiz. Biz bir şeye talip olduğumuzda bunu yapabildiğimizde orda oluruz. Kimsenin öngörüsüyle orada olmak hoş değil. Ama bir gerçek var ki siz bunu kovalamazsanız, talip olmazsanız kimse size hakkınızı vermiyor. Ama yazılım çizimlere biraz dikkat etmek gerekiyor.”
ONLAR HALA YERLERİNDE
Basın dünyasında bazı “heyecanını yitirmiş spor yorumcusu” kişeliren sürekli bu işlerle uğraştığını belirten Hakan Şükür, “Heyecanını yitirmiş, artık yaşını başını almış spor yorumcu abilerimiz var. Ben top oynarken artık yaşlandı bıraksın diyenlere ogün de söyledim, artık yeni insanların da yorum yapması, idarecilik yapması, antrenörlük yapması gerektiğini düşünüyorum. Bunun için de biz bir kurs bitiriyoruz. Çok önemli hocalarla çalışmışız. Bir kurs bitirmişiz. O bir tecrübedir. İnsanları bir yerlere dayandırarak bir yerlere geldiğimiz yorumlarına inanmıyoruz. Biz bir şeyler yapmış insanlarız. Bülent Uygun çok kısıtlı imkanlarla başarılı olmuş bir isim. Ertuğrul Sağlam çok zor anlar yaşasa da oradan tırnaklarıyla çıkıp çok başarılı olan insan. Keza ben, Tolunay Kafkas, Abdullah Avcı başarılı olmuş kişileriz. Yerli antrenörler kısıtlı imkanlarla neler yapabileceklerini gösterdiler, göstermeye devam edecekler.” ifadelerini kullandı.
ÖNEMLİ OLAN MİLLİ TAKIMA DESTEK
“Yabancı isimlerin de gündeme geldiğinde önleri kesilmeye çalışılıyor.” şeklinde konuşan Şükür, “Ülkemizde çalışan çok değerli yabancı antrenörler de var. Bir Lucescu mesela. Ama dikkat edin böyle insanların ismi gündeme geldiğinde bunların önleri kesilmeye çalışılıyor. Çünkü herkesin kendine göre bir hesabı var. Kendi arkadaş grubu içerisindeki kişilerden birinin bir yerlere gelmesini isteyenler. Ancak burasının bir milli takım olduğunu düşünerek, kim gelirse gelsin, bu kendim için söylemiyorum. Onu başarısız kılmaya zorlayan her hareketin milli davaya zarar verdiğini düşünmek gerekiyor. Maalesef bunu bazıları göremiyor. “dedi.
O RÖPORTAJ 15 GÜN ÖNCE YAPILMIŞTI
Bir gazetede çıkan kendisine jübile yapmayanlarla ilgili olarak “Onlarla öteki dünyada hesaplaşacağız” sözüne de değinen Hakan Şükür; ” 15 gün önce yapılmış röportajın içerisinden çekip almışlar. Her başarılı insanın yaşadığı bazı sorunlar var. Söylediğiniz bir kelimenin manşete taşınması da bunun bir örneği. Bana bir vefasızlık örneği gösterilmişti ancak bu geçmişte kaldı. Ben onları artık daha hatırlamak istemiyorum. Üzirenden iki yıl geçtiği için artık onlarla inancım gereği de “Onlarla öteki dünyada hesaplaşacağız.” şeklinde konuştum. Ancak benden böyle bir cevap beklercesine soru sorulduğunu da anlıyorum. Ancak artık ben bu tip kavgaların içerisinde olmak istemiyorum. Ahirette hesaplarışırız gibi yazmışlar. Bana göre doğrudur, başkasına göre yanlıştır. Önemli olan manşete çıkan ifadelerin öncesindeki açıklamalardır. İstenilen kelime manşete taşınıyor. O yazıda maalesef duygularınızı, mimiklerinizi yansıtamıyorsunuz ve yanlış anlaşılmalar da olabiliyor.” ifadelerini kullandı.