Erdoğan bu kez İran’ a ‘one minute’ dedi
Suriye konusunda Türkiye ile farklı cephelerde olan İran’dan gelen “diplomasi dili” dışı ifadeler sonunda Başbakan Erdoğan’ın sabrını taşırdı.
Manisa’daki Caferi İmam meselesi…
Suriye toplantısında, iki grubun salon önünde birbirine girmesi…
Sosyal medyadaki İran ve Suriye üzerinden devam eden ağız dalaşı…
Adıyaman, Mersin gibi illerde Alevi vatandaşlarımızın evlerinin işaretlenme provokasyonu…
Ulusalcılarla, İrancıların aynı safta yer alması… filan!
Bir yıldır yatıp kalktığımız Suriye krizinin arka planında devam eden bir de İran sorunumuz vardı.
Ve bu sorun devletin serinkanlı duruşu ile hep buzdolabında dondurulmuş bir kriz olarak gündemin dışında tutulmuştu.
Ancak artık, dondurularak ertelenebilecek bir sorun değildir.
Nedenini anlatayım.
HAYAL KIRIKLIĞI
İki yıl kadar oldu…
Başbakan Erdoğan ile Pakistan dönüşü İran’ın Başkenti Tahran’a gitmiştim. İran’a ilk ve tek ziyaretim bu vesileyle oldu. Orada edindiğim izlenimler İran’a olan “hasbi” düşüncelerimin bir kısmının yok olup gitmesine neden oldu.
Çünkü, “Acem oyunu” denen oyunların bir kısmını yakından görme fırsatı bulmuştum.
O ziyarette birçok ticari ve enerji alanında adımlar atılmıştı.
Devletin önemli bir ismine sevinçli bir ifadeyle memnuniyetimi belirtmiştimde o önemli isim, “İnşallah sözlerinde dururlar” demişti.
O gün bir kez daha anladım ki, “Acem oyunu” böyle bir şeydi!
İmzala, konuş, söz ver ama sözünde durma; oyala..!
Xxx
MODERNİZM KARŞITI DEVRİMDİ
Oysa İran İslam Devrimi’ni…
İmam Humeyni’yi, Beheşti’yi…
Hele ki Ali Şeriati’yi bilen, okuyan biri olarak…
Ya da İsfahan’ı, Hafız’ı bilen biri olarak İran hep gönlümün bir yerinde yer etmişti.