Haber 16

En çok kanserojen madde içeren gıda hangisi?

TÜBİTAK taramasında Türkiye’de 50 ürün içerisinde en yüksek oranda kanserojen madde içeren gıdanın cips olduğu öğrenildi. İngiliz Kalp Sağlığı Vakfı’na göre ise ‘Cips yemek yağ içmekten farksız’…

En çok kanserojen madde içeren gıda hangisi?
  • Sağlık / Son Dakika
  • 24 Şubat 2011
  • En çok kanserojen madde içeren gıda hangisi? için yorumlar kapalı
  • 360 KEZ OKUNDU

Yrd. Doç. Dr. Önder Yıldız, İngiliz Kalp Sağlığı Vakfı (BHF)’nın cips tüketimini azaltmak için ‘Cips yemek yağ içmekten farksızdır’ sloganıyla bir kampanya başlattığını, ayrıca TÜBİTAK taramasında Türkiye’de 50 ürün içerisinde en yüksek oranda kanserojen madde içeren gıdanın cips olduğunu söyledi.


Yıldız, “Toplumsal olarak ayran ve süt gibi öz ve oldukça faydalı değerlerimizi kaybetmekteyiz. Bunun yerine zararları sabit olan kola gibi gazlı içeceklerin sofralarımıza yer alındığı görülüyor. Kolada kullanılan uyuşturucu kafeinin ve renklendirici karamelin yasaklanması için FDA’ya ciddi baskılar yapılmakta. Amerikan Tabipler Birliği’nin ‘Kolalı içecek alışkanlığının kemik kırıkları sıklığını 3 kat artırdığını ve tüm hastalıklara davetiye çıkaran şişmanlık ile kola tüketimi arasında önemli bir bağlantının söz konusu olduğunu’ bildirdi.” dedi.


Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Önder Yıldız, beslenme ile başta kanser olmak üzere birçok kronik hastalık arasında kesin bir ilişki olduğunu söyledi.


Yıldız, birçok bilimsel araştırma sonuçlarına göre, tüketilen gıdaların söz konusu hastalıklara hem sebep hem çare olduğunu belirtti.


Iğdır Üniversitesi tarafından yürütülen ‘Çiftçiyim Yeniliğe Açığım’ Sosyal Destek Projesi (SODES) eğitim çalışmaları kapsamında bayanlara, ‘Sağlıkta Gıda Tüketimi’ semineri verildi.


Iğdır Merkeze bağlı Tacirli Köyü’nde SODES kapsamında yapılan ‘Çiftçiyim Yeniliğe Açığım’ projesinde, bayanlara yönelik ‘Sağlıklı Gıda Tüketimi’ ile ilgili eğitim, Iğdır Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Önder Yıldız tarafından verildi. Yıldız, beslenme ile başta kanser olmak üzere birçok kronik hastalık arasında kesin bir ilişki olduğunu söyledi. Yıldız, birçok bilimsel araştırma sonuçlarına göre, tüketilen gıdaların söz konusu hastalıklara hem sebep hem çare olduğunu belirtti.


Yrd. Doç. Dr. Önder Yıldız, meyve ve sebzelerin, tam tahılların ve fiziksel aktivitenin kanseri azaltmakta ve kansere karşı koruduğunu; öte yandan, toplam yağ alımı/bazı yağlar (doymuş yağlar), şişmanlık ve bazı gıda hazırlama yöntemlerinin kansere davetiye çıkardığını belirtti. Cips tüketiminin zararlarına değinen Yıldız, “İngiliz Kalp Sağlığı Vakfı’nın (BHF) cips tüketimini azaltmak için “Cips yemek yağ içmekten farksızdır” sloganıyla bir kampanya başlattığını vurgulayarak, ayrıca TÜBİTAK taramasında Türkiye’de 50 ürün içerisinde en yüksek oranda kanserojen madde içeren gıdanın cips olduğunu söyledi.


Doç. Dr. Önder Yıldız, “Toplumsal olarak ayran ve süt gibi öz ve oldukça faydalı değerlerimizi kaybetmekteyiz. Bunun yerine zararları sabit olan kola gibi gazlı içeceklerin sofralarımıza yer alındığı görülüyor. Kolada kullanılan uyuşturucu kafeinin ve renklendirici karamelin yasaklanması için, FDA’ya ciddi baskılar yapılmakta. Amerikan Tabipler Birliği’nin, ‘Kolalı içecek alışkanlığının kemik kırıkları sıklığını 3 kat artırdığını ve tüm hastalıklara davetiye çıkaran şişmanlık ile kola tüketimi arasında önemli bir bağlantının söz konusu olduğunu’ bildirdi. Buna ilaveten bir doktorun söylediği, “Şuna inanıyorum ki süt; köylü Memet efendinin ineğinin memesinden değil de uluslararası bir firmanın fabrikasından çıkan (formülü gizli!) yüzde 500 karla satılan bir içecek olsaydı, şu an hepimiz süt içiyor olurduk” bu tespit çarpıcı, acı ve ibret verici olsa da doğru.” dedi.


Besin hazırlama ile ilgili önemli tavsiyelerde bulunan yıldız, “Son günlerde gündemde olan nişasta bazlı şeker tüketimine de değinmeden geçmek istemiyorum. Tıbbi bilimsel kaynaklara ve uluslararası sağlık kuruluşlarının yaptığı değerlendirmelere göre, nişasta bazlı şeker tüketiminin kansere neden olduğunu gösteren güvenilir klinik bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Sizden ricam, burada paylaştığımız bilgileri, çevrenizdeki insanlarla paylaşmanızı, bu uygulamaların gelip geçici değil, kalıcı bir yaşam biçimine dönüştürmenizi istiyorum.” şeklinde konuştu.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ