Deniz Feneri davası 28 Şubat gibi

Habertürk’te Akşam Raporu programına katılan Fehmi Koru, Kılıçdaroğlu’nun Beşir Atalay ile ilgili iddialarına cevap verdi. Koru, Kılıçdaroğlu’nun çok büyük bir yanlış içinde olduğunu savundu.

Koru, Kılıçdaroğlu’nun siyasi olarak rakibinin Tayyip Erdoğan olduğunu ancak, Erdoğan ile baş edemediği için başbakan yardımcısı bir isimle söz düellosu yapmayı uygun bulduğunu söyledi.

KILIÇDAROĞLU’NUN ADINA ÜZÜLÜYORUM

Beşir Atalay’ın bir iddia ile gündeme getirilmesinin Kılıçdaroğlu için çok kötü olduğunu anlatan Koru, insanların tek başına bir noktaya gelmediğini belirterek “ İnsanları bir noktaya getiren büyük bir kalabalık var. Bir noktaya gelen insanın da o kalabalıklara vermiş olduğu izlenimle bugün bir parti liderinin onun hakkında söyledikleri arasında yüzseksen derece fark olursa bu uzun yıllar o izlenimi vermiş olandan değil, onunla ilgili bu iddiaları ortaya atandan bir parça götürür.

DENİZ FENERİ İLE İLGİLİ BUGÜNE KADAR SORULMAYAN O SORU

Program sunucusunun, savcılarının konuşmasının engellendiği, Alman savcıların Türkiye’ye gelmelerinin engellendiği Türk savcıların belge toplamak için Almanya’ya gitme taleplerinin engellendiği, Almanya’ya gitmek isteyen savcılara uçak paralarını kendilerinin karşılamaları istendiği şeklindeki iddiaları gündeme getirmesi ve bunların hükümeti ve yargıyı yıprattığını düşünüyormusunuz sorusuna Koru, bunların söylenip yazılmasında bir mahsur bulunmadığını belirterek “Böyle bir şeyler varsa ortaya çıkmasında yarar var ama, bunlar için harcanan zaman kadar asıl öğrenilmesi gerekenin Almanların böyle bir operasyonu niye başlattığıdır. Hiç kimse bu konu ile ilgilenmiyor.

Almanlar bunu hep yapıyorlar. 1997 yılının Ocak ayında Denizfeneri e.V. davasını gören Frankfurt Eyalet Mahkemesi, ikisi eski Yugoslav biri Türk vatandaşı olan 3 kişiyi yargılarken birden bire mahkemenin reisi Tansu Çiller’in adını ortaya attı. Mahkeme Reisi, bunların arkasında Türkiye’de bir siyasetçi var ve o siyasetçi izleri yok ediyor dedi. Türkiye karıştı. O günün gazeteleri günler boyu bu olayı manşetlerden verdi. O zaman da Köstebek tarzı manşetlerle Alman yargıcın sözleri ile Tansu Çiller manşetlere çekildi. 1998 yılının Şubat ayında MGK toplandı ve ondan sonra 28 Şubat süreci başladı. Almanlar sonunda böyle bir yanlış yaptıkları için özür dilediler. Ancak özür dilediklerinde ama ortada bir Refahyol hükümeti kalmamıştı. 28 Şubat’a Almanların katkısıydı o.

YİNE AYNI MAHKEME YİNE AYNI İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ

Aynı eyalet mahkemesi şimdi de tıpkı o zamanki gibi bir istihbarat biriminin yardımı ile bu işi yapıyor. Almanya’da Anayasa’yı korumaya yönelik olan bu örgüt Almanya’da kurulu olan Deniz Feneri derneğinin oradan topladığı paraları hizmet olarak bir yerlere taşımasından rahatsız olmuşlar. Olayın içine kendi adamlarını sokarak köstebek oluşturmuşlar bugün de karşımıza o mu bu mu yapıldı diye karşımıza çıkıyorlar. “ dedi.

Fehmi Koru, Almanya’da mahkemelerde anlaşmalı cezalandırma diye bir sistem var tıpkı ABD’de olduğu gibi, sanığın suçunu kabul etmesi daha düşük bir ceza veriliyor ve mahkeme görülmüyor. Almanya sanık olarak karşılarına gelenlerle pazarlık yaptılar, 2-3 yıl cezalar verildi ama Almanlar yargılamadan vazgeçmedi. Aynı dönemde Türkiye’de medya günlerce cezası belli olan yargılamayı manşetlere neden taşıdı kimse merak etmedi.”dedi.

ÇOK AĞIR İDDİAYA ALMANYA’TAN TEK BİR CEVAP YOK

Koru, bu olayın bir istihbarat operasyonu odlunu bunu defalarca yazdığını ancak Almanya’dan tek bir yalanlama gelmediğini söyledi. Koru bu dava ile Almanya’nın tıpkı Sarkozy’nin Ermenistan’daki soykırım çıkışı gibi Türk siyasetinin içine müdahale ettiğini savundu.

O KÖŞE YAZILARI TESADÜFİ Mİ

Ahmet Hakan Coşkun ile Oray Eğin’in geçmişte kendisiyle ilgili misyonunu doldurduğu şeklinde yazılar yazıldığı son günlerde ortaya çıkan Oda TV kayıtlarında bunun farklı şekilde ortaya çıktığının hatırlatılması üzerine Fehmi Koru bu kez o kayıtlar ve çıkan yazılara değindi ve çarpıcı açıklamalar yaptı.

FEHMİ KORU’NUN DENİZ FENERİ VE ODA TV KAYITLARI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI