Haber 16

Değişim barışçıl yöntemde olmalı

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Washington’daki temaslarının ardından Türkiye’nin…

Değişim barışçıl yöntemde olmalı
  • Gündem / Son Dakika
  • 08 Nisan 2011
  • Değişim barışçıl yöntemde olmalı için yorumlar kapalı
  • 266 KEZ OKUNDU

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Washington’daki temaslarının ardından Türkiye’nin Washington Büyükelçiliği’nde basın mensuplarının sorularını yanıtladı.


Toplantıda Arınç’a sorulan “Fethullah Gülen hocayla görüşme imkanınız oldu mu?” sorusu ise Ak Partili siyasetçiyi sinirlendirdi.


Bülent Arınç, “başkanlık sistemi” konusuyla ilgili olarak, “Ben Meclis Başkanlığı yapmış bir insan olarak, parlamenter demokratik sistemin Türkiye için daha iyi olduğunu söylemiştim, ama bu kanaatim bana ait bir kanaattir. Sonunda Türkiye böyle bir arayışa girecekse yasal prosedür neyi gerektiriyorsa o yapılır” dedi.


ABD’nin siyasi, dünyayı ilgilendiren konular, ticaret ve Türkiye ile işbirliği açısından önemli bir ülke olduğunu ifade eden Arınç, özellikle ABD’de 300 bin civarında olduğu belirtilen Türk toplumunun birbiriyle daha iyi dayanışma içinde olması ve daha etkili hale gelmesi açısından da yapılacak çok önemli işler olduğunu düşündüklerini söyledi.


Arınç, bir soru üzerine, resmi temaslar için Washington’da bulunmadıklarını söyledi.


“ABD ziyareti çerçevesinde Fethullah Gülen Hoca ile görüşme imkanınız oldu mu?” sorusunu Arınç, “Hayır, böyle bir temas düşünmedik de olmadı da, niçin sordunuz?” diye yanıtladı. Gazetecinin “seçim döneminin yaklaşması ve Gülen hakkında bugünlerde tartışmaların bulunması nedeniyle soruyu meşru gördüğünü” belirtmesi üzerine Arınç, “CHP heyeti geldiğinde de ona da böyle bir soru sordunuz mu? Daha önce CHP heyeti geldi, merak edip onlara da böyle bir soru sordunuz mu? Washington’a yakın Pennsylvania, acaba ziyaret düşünüyor musunuz diye. Bana soruyorsunuz, bu merak edilecek bir konuysa, Türkiye’den gelen diğer siyasetçilere niye sormadınız diye aklıma geliyor” diye konuştu.


Arınç, gazetecinin “sorunun mahsuru olup olmadığı” yönündeki sorusu üzerine, şunları söyledi:


“Ben size bugün ne yaptığınızı, hangi sokaktan geçtiğinizi veya kiminle görüşüp, çayını içtiğinizi soruyor muyum, sormuyorum. Böyle bir ihtiyaç duymuyorum. Yani temaslarımız size söyledim, bunun dışında bana ayrıca filan kişiyi ziyaret ettiniz mi diye sorarsanız, çok garipsediğimi ifade etmeliyim. Açıklıkla söylüyorum ki programım dışında herhangi bir temas söz konusu değil ama bunu bana niçin sorduğunuzu da az-çok anlayabiliyorum.”


Bakan Arınç, daha sonra “Time Square’i niye sormadınız?” diyerek espri yaptı.


“HİÇ BİRİNDEN BASKI ALTINDA OLDUKLARINA DAİR BİR ŞEY GELMEDİ”


Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Arınç, “Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre’ın ‘Gülen cemaatinin özellikle basın ve yargı üzerinde çok büyük baskısı var’ yönündeki demecine yönelik değerlendirmesini sorulması” üzerine, böyle bir demeçten haberinin olmadığını, ancak iddialı bir konu olduğunu ve üzerinde durmak gerektiğini kaydetti.


Türkiye’de basının şu anda çok güçlü olduğunu ifade eden Arınç, yazılı basında milyonlarca tiraj yapan gazeteler bulunduğunu, radyo-televizyon yayıncılığında da her kanalın izleyici kapasitesine sahip olduğunu ve tüm basın organlarının kendi görüş ve yayın ilkeleri doğrultusunda yayınlarına bugüne kadar devam ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Hiçbirinden şunun veya bunun baskısı altında olduklarına dair herhangi birşey söylenmedi. Sadece bazı yayın grubunun patronları, hükümetle aralarında itilaf olduğunu söylediler. Bu da eskiden beri konuşulan Doğan grubu ile hükümet arasında bir baskının ve etkisinin söz konusu olduğudur. Ama o da en azından iki yıldan bu yana konuşulan bir konu değil.


Fethullah Gülen’in ne şekilde basın üzerinde etki kurduğunu AB’de çok önemli görevde olan bir insan, ne kadar böyle bir rahatlıkla söyleyebilir, doğrusu metni görmem lazım. Ama böyle bir endişe varsa, bunu giderici bir çalışma yapılabilir.”


BAŞKANLIK SİSTEMİ


Bülent Arınç, görüşmelerinde, “Türkiye demokrasinin gerilediğine yönelik görüşlerin aktarılıp aktarılmadığına” yönelik soru üzerine, düşünce kuruluşlarından German Marshall Fund’da buna benzer sorular geldiğini bildirerek, “Türkiye’de özellikle son günlerdeki bir Oda TV olayıyla ilgili olarak gözaltına alınan ve tutuklanan ve henüz basılmamış bir kitapla ilgili gelişmelerin ne olduğunu sordular, bu konuda bizden bilgi istediler, biz de kendilerine bilgi sunduk” dedi.


Arınç, “Başkanlık sistemine dair görüşünün sorulması” üzerine, başkanlık, yarı başkanlık, parlamenter demokrasinin de demokrasi içindeki yönetim biçimleri olduğunu ve hepsinin yönetimin daha iyi nasıl olabileceği gayesine yöneldiğini söyledi.


“Türkiye için hangisinin gerekli olduğu konusu tartışılacak bir konuysa, evet bu tabu değildir, bu tartışılabilir” diyen Arınç, bu tartışmaların demokrasi içerisinde, parlamentoyu dışlamadan, Anayasayı gözetmek suretiyle yapılması gerektiğini belirtti.


Arınç, şunları kaydetti:


“Bu, ‘Benim canım kahve istiyor’ demeye benzemez. Altyapısı olması gereken ve Türkiye’de uzun deneyimlerden sonra niçin böyle bir sistem arayışına girdiğimizi hem hukuken hem siyaseten izah etmeyi gerektirecek bir düşüncedir. Sayın Başbakan, ‘Başkanlık sistemi olabilir’ diyor, bir kısmı ‘Hayır olmayabilir, bu sistem daha iyi’ diyor, bir kısmı Fransa’daki sistemi çok daha iyi ve mantıklı buluyor. Bunların hepsine saygı göstermek lazım, ama bu bugünden yarına Türkiye şu sisteme geçecektir anlamında değildir.”


Türkiye’de düşünce ve fikir özgürlüğü içerisinde her konunun tartışılabileceğini ifade eden Arınç, “Ben Meclis Başkanlığı yapmış bir insan olarak parlamenter demokratik sistemin Türkiye için daha iyi olduğunu söylemiştim, ama bu kanaatim bana ait bir kanaattir. Farklı da olabilir, onlara da saygı gösterilir. Sonunda Türkiye böyle bir arayışa girecekse yasal prosedür neyi gerektiriyorsa o yapılır” diye konuştu.


DEĞİŞİM BARIŞÇIL YÖNTEMLERLE OLMALI


Bakan Arınç, “ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik stratejisini nasıl bulduğuna” yönelik soru üzerine, bu konuda yorumda bulunmasının doğru olmayacağını ifade etti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama’nın her konu öncesi ve sonrasında temas halinde olduğunu ve iki liderin düşüncelerinin çoğu zaman örtüştüğünü bildiren Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Ama ABD farklı bir ülkedir, siyaseti, yöntemi farklı olabilir. Türkiye, aynı coğrafyada yaşadığı, çok iyi tanıdığı ülkelerin haklarına karşı farklı bir pencereden bakıyor olabilir. Bizim bu konulardaki en önemli prensibimiz, bu ülkelerdeki değişimin gerekli olduğuna biz de inanıyoruz, ancak bu değişimin mutlaka barışçı yöntemlerle halkın malına ve canına zarar vermeden, ülkenin birliği ve bütünlüğü bozulmadan gerçekleşmesini istiyoruz. Bizim bir taraftan halka, bir taraftan da yönetimlere verdiğimiz mesaj budur.”


Bülent Arınç, Başbakan Erdoğan’ın Mısır halkı ve Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek’e yönelik mesajını hatırlatarak, Ortadoğu halklarının her zaman Türkiye’nin “dostu, kardeşi olduğunu ve tarih ve kültürden gelen bağlar bulunduğunu” söyledi. Yönetimlerin, daha demokratik ve özgürlükçü yönteme başvurması ve reformları yapması, gerekiyorsa yönetimin başındakilerin değişmesi gerektiğini belirten Arınç, ancak tüm bunların halka baskı yapmadan, ülkeye zarar vermeden gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ