Haber 16

CHP’nin asıl sorunu neymiş?

Gelinen noktada “CHP Baykal dönemini arıyor” dense abartı olur mu? Birin sorun şu ki Kılıçdaroğlu Baykal’ın yaptığı gibi ‘defans yapamıyor. CHP’nin ikinci sorunu daha büyük ve hayati nitelikte:

CHP’nin asıl sorunu neymiş?
  • Politika / Son Dakika
  • 11 Şubat 2011
  • CHP’nin asıl sorunu neymiş? için yorumlar kapalı
  • 338 KEZ OKUNDU

Kemal Kılıçdaroğlu geçen yıl Mayıs ayında, CHP’nin Genel Başkanlığı’na ilk seçildiği günlerde nasıl bir rüzgar estirmişti hatırlıyor musunuz?


O günlerde, CHP’nin oyları Ak Parti’nin yaptırdığı kamuoyu araştırmalarında yüzde 30’ları aşıyor, başbakan ekonomi bakanlarını günlerce sabahlara kadar çalıştırıp, işsizlik ve diğer ekonomik sorunlarla ilgili yeni tedbirler almaya zorluyordu.


‘Suni’ olsa bile bir Kılıçdaroğlu rüzgarı esiyor, bu rüzgar toplumu da etkiliyor ve iktidar partisi bu durum karşısında kendine ‘çeki düzen’ vermek zorunda kalıyordu. 


Gelinen noktada “CHP Baykal dönemini arıyor” diye bir racon kessem abartmış olur muyum.?


İki türlü kriz yaşıyor CHP.


İkisi de içeriye dönük.


Birincisi Kılıçdaroğlu, hükümetin kritik adımları gündeme geldiğinde Baykal’ın yaptığı gibi ‘defans yapamıyor.’


Örneğin şu günlerde CHP’nin arka bahçesi olduğu şüphe götürmeyecek biçimde ortada olan yüksek yargı ile ilgili düzenlemeler yapılırken, Kılıçdaroğlu ağırlığını hissettiremiyor.


Ve bu durum, hem parti içinde, hem de parti tabanının önemli bir bölümünde büyük bir hayal kırıklığı ve moral bozukluğuna yol açmış durumda.


Oysa, böyle dönemlerde eskiden olsaydı, Baykal ve ekibi, ‘yerle gök arasında ne kadar laf varsa tüketmek suretiyle’ seslerini yükseltirler, en azından hükümetin rahat adım atmasını engellerlerdi.


***


İkinci sorunu daha büyük ve hayati nitelikte CHP’nin.


Kestirmeden söylemek gerekirse Kılıçdaroğlu liderliğini yaptığı partisini yönetemiyor.


Sabah erken kalkanın kendine göre bir şeyler söylediği, genel başkanın kimseye laf geçiremediği, politikası var mı yok mu belli olmayan varsa bile bu politikaların günü birlik değişebildiği bir parti görünümü var ortada.


Halbuki, Süheyl Batum olayı yeni bir fırsat sunmuştu Kılıçdaroğlu’na.


Liderliğini ispat edebileceği bir fırsat.


Göstermelik laflarla sorunun üstünü örtüp, çekingen bir üslupla davranmak yerine otoritesini kullanıp gücünü gösterebilirdi.


Ama olmadı.


Yapamadı.


Hadi daha önce Önder Sav faktörü vardı.


Genel Başkan bir şey yapmak istiyor ama Sav ve ekibi onu paçalarından tutup çekiştiriyorlardı. 


Şimdi hangi mazeret var.


***


Bu ‘başıboşluk’, CHP’nin geleceğini de tehdit ediyor.


Şimdiden en az üçlü bir hizipleşme olduğu görülüyor.


Bir tarafta partideki iktidarını güçlendirmek için teşkilatlara ağırlığını koymaya başlayan bir Gürsel Tekin, diğer yanda Süheyl Batum ve O’nun temsil ettiği ekol.


Son olarak, eski Genel Başkan Deniz Baykal etrafından kümelenen milletvekilleri.
İşin ucunda seçimler ve milletvekili adayı olma telaşı da olunca işler daha da karışıyor.


***

Evet CHP’nin sorunu şimdi daha belirginleşti.


Mayıs ayında aldığı medya rüzgarıyla yelkenlerini şişiren bir CHP liderinden geriye; Üzerine sinmiş olan memur zihniyetinden bir türlü kendisini kurtaramamış, Ankara’nın ötesini tanımayan, sürekli gelgitler yaşayıp günü birlik politikalarla ayakta durmaya çalışan, Dış politika gibi temel bir konuda birkaç ezber cümleden öteye geçemeyen, Türkiye’yi yönetme iddiası bir yana partisini bile yönetemeyen bir Kılıçdaroğlu kaldı.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ