CHP’de seçimi duyan istifa ediyor!
CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylıgil, CHP örgütlerindeki yöneticilerden milletvekili adayı olacakların görevlerinden istifa etmeleri yönündeki tavsiye kararı uyarınca 34 il başkanının istifa ettiğini açıkladı.
Tamaylıgil, Berhan Şimşek’in istifasıyla boşalan CHP İstanbul İl Başkanlığı’na da Nebil İlseven’in atandığını bildirdi. “2007’DE YARGITAY ÜYE SAYISI NEDEN AZALTILMAK İSTENDİ?” MYK toplantısında Genel Başkan Yardımcılarının sorumlu oldukları alanlarda yaptıkları çalışmaların ele alındığını anlatan Tamaylıgil, Ceza Muhakemeleri Kanunu’ndaki tutukluluk süresini düzenleyen maddenin yürürlüğe girmesiyle yaşanan tahliyelere ilişkin gelişmeleri de değerlendirdi. Tamaylıgil, TBMM Adalet Komisyonu’nda Yargıtay’ın daire ve üye sayısının azaltılmasını öngörün bir kanun tasarısının beklediğini ve bu kanun tasarısının 2007’de AKP tarafından getirildiğini anımsatarak “Peki neden 2007’den itibaren baktığınızda yine Bölge Adliye Mahkemeleriyle ilgili düzenlemenin ve oradan gelecek iş sayısı ve istinaf mahkemelerinin 2011 yılına ertelendiği gerçeği varken böyle bir tasarı Meclis’e geliyor?” diye sordu. “NEDEN HİZBULLAH’A ÖZEL MAHKEME KURULMADI?” Tamaylıgil, sözlerini şöyle sürdürdü: “İNSANLIK ANITINI YIKMAK İSTEMEK HİTLER’İN KİTAP YAKTIĞI GÜNLERİN HATIRLATICISI” Tamaylıgil, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yıkılmasını istediği Kars’taki İnsanlık Anıtı’nın AKP’li belediye başkanı döneminde yapımına başlandığını, AKP’li Kültür ve Turizm Bakanları’nın da projeyi desteklediklerini anımsatırken, “Burada sanata, sanatçıya, kültüre, felsefeye ve onun içerisinde var olan değerlere karşı çok olumsuz bir bakış açısı vardır. Tabii ‘Tükürürüm böyle bir sanata diyen bir düşüncenin devamında oluşan bir bakış açısını yadırgamamak lazım” dedi. Tamaylıgil, sanata ve sanatçıya yasakçı bir zihniyetle bakmanın “abes” olduğunu dile getirerek, “Bu, aslında Hitler’in kitapları yaktığı günlerin de bir hatırlatıcısı. Yasaklar bir ülkede demokrasiyi, insan haklarını, barışı ve özgürlükleri yaşanır hale getirmez. İleri demokrasi bu demek değildir” diye konuştu. “KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞINDA SORUN YOK” Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tamaylıgil, DSP Genel Başkanı Masum Türker’in gündeme getirdiği referandumda oy veremeyen Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde milletvekili adayı olamayacağı iddiasını değerlendirdi. Bu konuda bir araştırmaya gerek olmadığını ve bahsedilen Anayasa maddesinin gerekçeli kararının da açık olduğunu ifade eden Tamaylıgil, “1982 yılında gerçekleşmiş olan halkoylamasından sonraki süreci ortaya koyan ve onunla ilgili başlıkları belirleyen bir geçici maddedir. Bu, bugünkü sonucu etkileyecek bir madde değildir. Zaten ne olduğu da Anayasa değişikliğinin o günkü gerekçelerinde mevcut ve vardır” dedi. “İÇİŞLERİ BAKANI ELAZIĞ BELEDİYESİ’NDEKİ DOSYANIN HESABINI VERSİN” Tamaylıgil, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın Kılıçdaroğlu hakkındaki “Ucuz hafiyelik yapıyor” sözlerinin sorulması üzerine Elazığ Belediyesi’ndeki yolsuzluk iddialarını anımsatarak “İlgili müfettişin raporu ve İçişleri Bakanlığı’na gelişi ve gelişten sonraki uygulamalarda İçişleri Bakanı ne yapmıştır? Danıştay kararı olmadan bir yargılama sürecinin önü açılmış mıdır? Eğer bu soruşturmayla ilgili istek İçişleri Bakanlığı’nda tutuldu ise Kayseri Belediyesi’nde olduğu gibi, Sayın İçişleri Bakanı hangi devlet adamlığından, hangi uygulamalardaki hakkaniyetten bahsetmektedir? Önce Elazığ Belediyesi’ndeki dosyanın hesabını versin” diye konuştu. AKP’Lİ DOĞAN’A “KENDİNİ KURTLAR VADİSİ’NİN SENARYOSUNA KAPTIRMASIN” TAVSİYESİ Tamaylıgil, AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın “Kılıçdaroğlu derin devlet operasyonuyla Genel Başkan oldu” sözlerine ilişkin ise “Ben kendi partisi bile bu değerlendirmeleri doğru görmeyen bir kişinin değerlendirmelerine baktığım zaman aslında şu aklıma geliyor: Hükümet’in mensupları ve milletvekilleri sanıyorum son zamanlarda çok fazla dizileri seyrediyorlar. Bu açıklamayı ortaya çıkaran arkadaşımız da sanırım Kurtlar Vadisi dizisini yakinen seyrediyor ve onun senaryosundan etkilenerek yorumlar ortaya koyuyor” dedi. AKP’nin kendi devlet yapılanımını, uygulamalarıyla açığa çıkarttığını söyleyen Tamaylıgil, eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın YÖK Başkanı’nın açıklamaları için söylediği “İsterse yapmasın” dediğini hatırlatarak “Kim hangi baskıcı ve hangi kendi ilkelerinde, hedeflerinde bir devlet yapılanımı içerisine giriyor, bu açıktır. Ama bu tür tanımlar içerisinde olan arkadaşımız için de ben diziyi seyretsin ama hayatında uygulamada kendini onun içinde bir role kaptırmasın diyorum” diye konuştu.
CHP Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının ardından MYK Sözcüsü ve Genel Sekreter Bihhum Tamaylıgil, bir basın toplantısı düzenledi. CHP MYK olarak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutladıklarını belirten Tamaylıgil, “Gönül isterdi ki bugün elinden kalemi, mikrofonu alınan ve programları yasaklanan, ne yazık ki cezaevinde kalmak zorunda kalan değerli gazetecilerimiz aramızda olsalardı. Gönül isterdi ki gazetecilerimizin elinden alınan haklar birer birer geri verilecek çalışmalar yapılsaydı” diye konuştu.
CHP iktidarında gazetecilerin haklarının iade edileceğini ifade eden Tamaylıgil, “Yine gönül isterdi ki ne yandaş, ne candaş, halkın haber alma özgürlüğüne kalemleriyle destek olacak bir gazeteciliğin var olduğu bir Türkiye’de yaşayalım” dedi.
Bu tasarıyla Yargıtay’ın zayıflatılmak istendiğini söyleyen Tamaylıgil, bugün İstinaf Mahkemeleri faaliyete geçmesi mümkünken Yargıtay’daki daire sayısının arttırılmak istendiğine dikkat çekti. Anayasa değişiklikleriyle Yargıtay üyelerini atayacak Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısının değiştirildiğini belirten Tamaylıgil, “Şimdi HSYK değişti ve HSYK’nın belirleyeceği üyeler Hükümet açısından daha mı uygun oluyor? Bu sorguyu sormak gerekiyor. Bu sorgulamayla beraber 2007’de neden azaltılıyordu, bugün neden çoğaltılıyor?” diye konuştu.
“Bu iktidar değil midir Silivri’de özel bir mahkeme kurdurup önemli bir dava gördüğünü düşündüğü bu süreci ayrı bir başlıkta götüren? Bu iktidar değil midir ki çadır mahkemesi kurdurtarak hızlı yargılamayı sağlayan? Neden peki gündemimizde var olan ve uzun yıllar süren, ülkemiz gündeminde domuz bağı başlığındaki korkunç sürecinin faillerinin yargılandığı davayı böylesine özel bir yargılama noktasında düşünmemiştir? Bu konuda bir eksiklik varsa bu ülkeyi 8 seneden beri yöneten AKP iktidarı uygulamalarıyla ve ortaya koyduğu yasama süreciyle sınıfta kalmıştır.”
CHP’nin vicdan kantarının doğruluk, dürüstlük ve kul hakkı korkusundan oluştuğunu vurgulayan Tamaylıgil, “Ama bu kantar ne AKP’yi ne de onun uygulamalarını ne de İçişleri Bakanı’nın ortaya koyduğu tercihleri tartar” dedi.
Tamaylıgil, istifa etmeyen il başkanları arasından görevden almalar olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine “Böyle bir kararımız MYK’da görüşülmemiştir” dedi.