CHP Saylan iddialarıyla sarsıldı!
ÇYDD’nin eski başkanı Türkan Saylan’ın, Baykal’ı CHP’nin başından uzaklaştırmaya çalıştığının ortaya çıkması, her iki isme de yakın vekilleri şaşkınlığa uğrattı. Arıtman, “Doğru ise hakikaten çok şey yıkılır içimde.” dedi.
CHP’li Canan Arıtman, “Doğru ise hakikaten çok şey yıkılır içimde.” dedi. Mehmet Sevigen de iddiaların üzerine gidilmesini istedi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ‘nin (ÇYDD) ölen eski genel başkanı Türkan Saylan’ın, eski CHP lideri Deniz Baykal’ın görevden uzaklaştırılmasını istediği ve “Mesela Baykal stent takılırken öldü… Hani pat diye Turgut Özal ölmüştü biliyorsun.” dediği telefon görüşmelerinin yankıları sürüyor. ÇYDD iddianamesine giren bu konuşmalar, derneğe destek veren CHP’lileri derin bir hayal kırıklığına uğrattı. Özellikle hem Baykal’a yakın olup hem de ÇYDD ile güçlü gönül bağları olan isimler, ortaya dökülen bilgiler karşısında şaşkın. Bunların başında da İzmir Milletvekili Canan Arıtman ile İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen geliyor. Daha önce TBMM’ye, “Türkan Saylan’a üstün hizmet madalyası verilsin” teklifinde bulunan Arıtman, “İddianameye yansıyan telefon görüşmelerinin doğru olmamasını dilerim. Eğer doğruysa Saylan’la ilgili büyük hayal kırıklığına uğrayacağım. Kendisini çok takdir eden birisiyim. Doğru ise hakikaten çok şey yıkılır içimde.” ifadelerini kullandı. Arıtman, Deniz Baykal’ın Türkiye için gerekli bir devlet adamı olduğunu savundu. Partinin başından neden uzaklaştırılmak istendiğini ise anlayamadığını ifade etti. “Deniz Bey, ülkesini, milletini seven bir devlet adamıdır. Bu konuşmalar, doğruluğu izah edilebilecek gibi bir şey değil.” diye konuştu. Mehmet Sevigen de iddiaların üzerine ciddiyetle gidilmesini istedi. Türkan Saylan ile Prof. K.M. arasında geçen konuşmaların dikkatle incelenmesi gerektiğini belirterek, “Olay mahkeme raflarında kalmamalı. Enine boyuna araştırılması gereken bir şey. Çünkü bu, bir sohbet değil.” diye konuştu. Önceki gün de eski CHP MYK üyesi Savcı Sayan’ın da benzer açıklamaları olmuştu. Sayan, telefon görüşmesindeki ifadelerin bir ‘şifre’ olabileceğini öne sürerek, “Özal’ı öldürdük, Baykal’ı komploya kurban götürelim ya da yok edelim, demek istiyorlar.” iddiasında bulunmuştu.