Başbakan’ın kafasından sildiği parti
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu, Güneydoğu’nun kalbi Diyarbakır’daydı…
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu, Güneydoğu’nun kalbi Diyarbakır’daydı. İki liderin Kürt sorununa ilişkin yaptıkları açıklamalar seçim sonrasının ipuçlarının izlerini taşıdı. Bölgede tabanı olan AK Parti ile “Sivas’ın ötesine” yeni geçen CHP’nin burada yeniden “var olma” çabası meydanları ısındırdı.
KILIÇDAROĞLU SEÇİM SONRASI ÇITAYI DÜŞÜRÜR MÜ?
Kılıçdaroğlu’nun Kürt sorununa ilişkin yeni önerileri aslında AK Parti’ye yeni kozlar vermiyor değil. CHP lideri baş döndürücü bir değişim içinde. Mevcut hükümeti iktidarda kalması durumunda seçim sonrası yeni politikalara zorlayan CHP, 13 Haziran’da bu cesur tavrını sürdürür mü? Yeni Anayasa ilk ciddi imtihan olacak. Aksi durumda Erdoğan’ın bu “gollük pası” değerlendireceği kuşkusuzdur.
Peki iki liderin Diyarakır mitinglerinde verdikleri mesajlar ve konuşmalarının satır araları okunduğunda ortaya neler çıktı? Öncelikle iki mitingin fotoğrafını çekmekte fayda var.
KIYAS EDİLEMEZ BİR FARK
AK Parti mitingi CHP’nin mitingini fazlasıyla katladı, aradaki fark kıyas edilemeyecek kadar büyüktü. Her iki parti İstasyon meydanını seçmesiyle meydanı dolduran kalabalık arasındaki uçurum ortaya çıktı. CHP’nin Hakkari mitingine katılan BDP’liler bu kez yoktu, Türk bayrakları meydanlardaydı. Görünen o ki Baykal döneminin yol açtığı hasar, bölge insanının zihninde yol açtığı tahribatın etkilerini gidermiş değil.
DENGE KURMAYA ÇALIŞTI
Kılıçdaroğlu hem batıdaki seçmene hem de doğudaki seçmenin kalbini kazanmaya çalıştı. ”Türkiye bir bütündür, hiç kimse bölmek istemiyor. Bu güzel coğrafyada hepimiz kardeşçe, barış içerisinde, huzur içerisinde yaşayacağız” sözü bölünme kaygısı duyanlara mesajdı.
“BÖYLE BİR SORUN VAR” ÇIKIŞI
Can yakıcı terör sorununa ilişkin gönül okşayıcı sözler de kullandı. “Böyle bir sorun var, bu sorunu çözmek Kemal kardeşinizin görevi olacaktır” sözü Erdoğan’ın 2005 yılında “Kürt sorunu var” çıkışını hatırlattı. Yine “bedeli ne olursa olsun barışı getireceğim” demesi ilginçti.
KILIÇDAROĞLU’NUN MASASINDA BDP VAR
Daha önceki mitinglerinde bahsettiği Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik şartını burada tekrarladı. Aslında muhalefette olmanın avantajını kullanıyor. Kılıçdaroğlu “akil adamlar” önerisiyle masanın bir tarafına BDP’yi oturtuyor. Oysa Erdoğan’da böyle bir durum söz konusu değil.
DİNİ-KARDEŞLİK MESAJLARI VE YENİ ANAYASA
Başbakan Erdoğan ise siyasi dil öne çıkarmadı, insan odaklı konuştu. Dini ritüelleri öne çıkardı. Kardeşlik mesajlarının öne çıktığı konuşmasında tarihten örnekler de verdi. Hakkari’de PKK’nın öldürdüğü Kürt imamı hatırlatması çarpıcıydı. Kürt vatandaşları ile BDP’yi birbirinden ayırdı, ya da ayırmak istedi.
Umutları “Diyarbakır’ın da, İstanbul’un da, ‘Benim anayasam’ diyebileceği bir anayasayı birlikte yazacak, birlikte kabul edeceğiz” sözleriyle yeni anayasaya taşıdı. Kürt asıllı büyük İslam kumandanı Selahattin Eyyübi’den bahsetti. Mekke ve Medine’den sonra en fazla sahabe kabrinin Diyarbakır’da olmasını işledi.
BDP MUHATAP ALINMIYOR
Kılıçdaroğlu’nun aksine doğrudan BDP ve PKK’yı sert sözlerle hedef aldı. “Çözüm sürecini biz başlattık, çözümü biz nihayete erdireceğiz” sözleriyle açılım sürecinde muhatap almadığı BDP’yi bundan sonra da dikkate almayacağını işaret ediyor.
Kürt vatandaşlara iktidarları döneminde yapılan başlatılan hizmetleri sıraladı, ekonomik yatırımları anlattı ve bölgedeki en büyük rakibini çözümün değil sorunun parçası olarak gördü.
İNSAN ODAKLI SÖYLEM
Konuşmasının belki de anahtar cümlesi “Bizi birbirine düşürmek isteyenlere bir sözümüz var bizim. Siz insan aramıyorsunuz. Bunlara şunu söyleyeceğiz: Siz Kürt arıyorsunuz, biz ise insan arıyoruz. Çünkü benim için ne Türk milliyetçiliği var, ne Kürt milliyetçiliği var, ne şu var; ne bu var. Hepsi benim kardeşimdir, canımdır, ciğerimdir.” sözü oldu.
ERDOĞAN SORUNU SİYASİ ALGILAMIYOR
Kürt sorununun faturasını cumhuriyetin ilk yıllarındaki CHP’ye kesti. Devletin tepesindeki bir ismin asimilasyon ve inkar politikalarının bittiğini söylemesi, bölge açısından kendi hanesine artı puan olarak yazıldı. BDP ile köprüleri atan tarzda konuştu. Sorunu “biz çözeriz” odaklı konuşmasıyla Erdoğan, planlarında bölgenin önemli aktörü BDP’ye yer vermiyor.
Erdoğan’ın BDP’yi topa tuttuğu Diyarbakır’da dile getirdiği “yeni, özgürlükçü, demokratik, sivil, katılımcı bir anayasa”nın içi nasıl doldurulacak? Seçim sonrası kamuoyu bu sorunun cevabını arayacak.