Almanya’daki müslümanların hayatı zorlaşıyor
Almanya’da Müslümanlardan gelecek bir saldırı için alarmda.. Siyasetçiler yine yeni bir güvenlik paketinin sinyalini veriyor . Her yeni paket ise Müslümanların hayatının biraz daha kararması anlamına geliyor.
Almanya terör tehlikesiyle alarmda. 100 İslamcı teröristin serbest dolaştığı belirtiliyor. Güvenlik görevlileri hemen harekete geçerek alarm düzeyini ve önlemleri arttırdı. Hatta polislerin izinleri kaldırıldı ve tarihi Meclis Binası Reichstag ziyaretçilere kapatıldı. Başbakan Angela Merkel’a gönderilen bombalı paket yüzünden artan korku İçişleri Bakanı‘nın açıklamalarıyla ikiye katlandı. Münih uçağında bulunan şüpheli paket de bu korkuların tuzu biberi oldu. Sosyal demokrat siyasetçiler bile yeni güvenlik yasalarına ihtiyaç duyulduğunu, Almanya’da yaşayan yabancıların daha fazla dinlenmesi ve takip edilmesi gerektiğini ateşli bir biçimde savunmaya başladılar. Alman ordusunun da iç güvenlikte kullanılması tartışılıyor. Aslında Almanya’da eski İçişleri Bakanı Sosyal Demokrat Otto Schily’den bu yana, daha doğrusu 11 Eylül saldırılarından bu yana, ne zaman terör uyarıları sıklaşsa bunu mutlaka yeni bir güvenlik paketi izliyor. Tabii her yeni paket de özgürlüklerin kısıtlanması, Almanya‘ya giriş çıkışların sınırlandırılması ve Müslümanların hayatının biraz daha kararması demek oluyor. MÜSLÜMAN GENÇLER BATIDA RADİKALLEŞİYOR Üçüncü sınıf İslamcı teröristlerse bu iki grubun bir sentezi diyebiliriz. Bu gençler önce radikalleşiyor sonra Yemen, Pakistan gibi ülkelerde kendilerine uygun bir örgüt bulup kamplarında sıkı bir eğitim görüyorlar. Kısacası enternasyonal olarak sınıflandirebileceğimiz bu İslamcı gençler örgütlüler kadar profesyonel, bağımsızlar kadar fütursuz, doğal olarak daha tehlikeliler. Enternasyoneller etnik köken olarak homojen bir yapıya sahipler. Aralarında Araplar, Pakistanlılar, Afrikalılar, Türkler, Kürtler olduğu kadar İslama dönen Avrupalılar da var. Yılbaşında Detroit’teki saldırı girişiminden sonra yakalanan Ömer Faruk Abdulmuttalip enternasyonellere iyi bir örnek teşkil ediyor. Nijerya doğumlu olan Ömer Faruk Abdulmuttalip, Dubai ve Londra’da yaşayıp, Yemen’deki kamplarda eğitim görmüş. Çoğu batıda doğmuş ya da çok küçükken göç etmiş enternasyonellerin hiçbiri cihat için kökenlerinin geldiği memlekete geri dönmüyor. BAYIYA ENTEGRE VE İYİ EĞİTİMLİLER Ortadoğu sorunu hepsi için itici güç, ama aralarında Filistinli, Iraklı ya da Afgan bulmak çok güç. Terörizm uzmanı Guido Steinberg‘in çok güzel özetledigi gibi ‘‘yeni teröristler küresel bir dünyada yaşayıp, bütün Müslümalarla bir ümmet oluşturuyorlar. Onlar modern, küresel, sınırsız ve kültürsüz bir dünyanın ürünleri. Onları savaşa iten Batı değerlerinin egemen olması korkusu değil, İslami değerlere yapılan saldırı.” Steinberg, yeni İslamcı teröristlerin çoğunun Müslümanlığı ailelerinin geldiği ülkede değil, Batı‘da ögrendiklerinden yola çıkarak onları cihat ya da Ortadoğu sorunu değil Batı‘nın kendisinin radikalleştirdiğini öne savunuyor. YENİ GÜVENLİK PAKETİ ÇÖZÜM DEĞİL ALMANYA TÜRKLERİ DE YAKINDA İSLAMLAŞIR
Almanya’da yine yeni terör uyarıları gündemde. Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, El Kaide ve yandaşlarının Almanya’da saldırı planladıklarına yönelik somut bilgiler olduğunu söyledi.
Elbette bugüne kadar 11 Eylül saldırganlarının geldiği ülke olan Almanya’da bir saldırı olmaması, olmayacağı anlamına gelmiyor. Ancak her yeni güvenlik paketinin sorunu neredeyse hiç çözmedigi de açık. Çünkü hala Almanya’da yeni terör hücreleri keşfediliyor, yeni terör zanlıları yakalanıp yargı önüne çıkarılıyor. Muhafazakar politikacılar, şu anda Almanya’da en az 100 İslamcı teröristin elini kolunu sallayarak dolaştığını belirttiler. Alman Bilim ve Siyaset Vakfı‘nın araştırmalarına göre, artık dünyada örgütlü, bağımsız ve enternasyonal olmak üzere üç farklı terörist tipi var ve ne zaman ne yapacaklarını hesaplamak giderek zorlaşiyor.
11 Eylül saldırılarını yapan Hamburg hücresi üyeleri örgütlülerdendi, örgütün kamplarında eğitim görüp emirleri doğrultusunda hareket ettiler. Örgütlüleri kendi başina hareket edenler yani bağımsızlar takip etti. İstihbarat ağının dışında oldukları için bağımsızların ne yapacaklarını önceden kestirmek, elbette örgütlülerden çok daha zor. Ancak bir örgüte üye olmamaları, eğitim almamaları, yani profesyonel olmamaları anlamına geldiği için genellikle eylemlerinde başarılı olamıyorlar.
Yoksul ve toplumsal olarak dışlanmış bir aileden gelmedikleri gibi, Batıya entegre olmuş ve iyi eğitim almış bu gençler hiç dikkat çekmeden pek çok ülkeye seyahat edebiliyorlar. Bosna, Afganistan, Çeçenistan, Keşmir ya da Irak, nerede çatışma varsa oraya gidiyorlar.
Bu savı hesaba katınca, Almanya’daki yeni terör uyarılarının ardından yeni İçişleri Bakanı Thomas de Maziere de selefleri gibi şerif lakabına özenir de yeni bir güvenlik paketi hazırlarsa, pekala bu Almanya‘nın Müslüman gençlerin radikalleşmesi yönünde bir adım daha atması anlamına gelir. Bütün gelişmeler terörle mücadelenin uluslararası düzeyde sürmesi gerektiği kadar, sorunun kökünden çözmenin yegane yolunun İslamı ve Müslümanlığı anlamaktan geçtiğini gösteriyor.
Almanya; Fransa, İngiltere ya da İspanya‘dan çok daha şanslı çünkü en büyük göçmen grubunu Türkler oluşturuyor. Ve Türkler Almanların ısrarlı tutumlarına rağmen kendilerini hala Müslüman olarak tanımlamıyorlar. Ancak göç ve uyum tartışmaları son yıllardaki gibi Müslümanlık üzerinden yapılmaya devam ederse Almanya‘nın Türklerinin de ‘İslamlaşmaları’ yakındır.