Teröristler nasıl yaşıyor?
Ağrı Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM)’nde ifade veren M.A. isimli terörist…
Ağrı Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü (TEM)’nde ifade veren M.A. isimli terörist, emniyetteki ifadesinde çok çarpıcı bilgiler verdi.
Ağrı Emniyet Müdürlüğü’nde ifade veren M.A. isimli terörist, terör örgütünde bulunduğu sürede yöneticiler tarafından zerdüştlük eğitimi verildiğini, İsrailli Yahudiler ile Kürtlerin kardeş olduklarının telkin edildiğini açıkladı.
İŞTE TERÖRİSTİN İFADELERİ:
TERÖRİSTLER CENABET DOLAŞIYOR
Emniyete ifade veren M.A., terör örgütündeki yöneticilerin bazen domuz eti yediklerini, kendileri yemedikleri zaman tepki gösterildiğini ifade etti. M.A., “Ben dağda bulunduğum 2-2,5 yıl içerisinde toplam 2-3 defa yıkanabilmişimdir, o da derede soğuk su ile kafamıza çamaşır deterjanı dökerek yıkanabildim.Dağda olup da üst düzey komutanlar hariç vücuduna bit düşmeyen kimse yoktur. Dağdaki örgüt mensupları cenabet olarak dolaşıyorlardı. Bundan da çok rahatsızlık duyuyordum. Bu kandırılmış, akılları çelinmiş gariban gençleri kullanan üst düzey yöneticiler ise bir eli yağda bir eli baldadır. Örgüt kimliğimizi vermeye gelmekte iken bile örgütün üst düzey yöneticisi olan ‘Abbas’ kod adlı Duran Kalkan ise ciplerle gelmektedirler.”
ERKEK ERKEĞE…
Terör örgütünde üst düzey yöneticilerin birçoğunun bayanlar ile hatta erkekler ile ilişkisi olduğunu belirten M.A., “Bayanlar ile ilişkisi olan üst düzey yöneticiler, bu bayanları yükselterek üst konumlara getirirler, eğer ilişkiyi reddederlerse ajanlıkla suçlanıp cezalandırılırlar. Bulunduğum dönem içerisinde bir birlerini sevdiklerinden dolayı örgütten kaçan insanları gördüm.” şeklinde konuştu.
POLİS VE ASKERE KİN DUYGUSU AŞILANIYOR
Devletin teslim olanlara işkence yapacağı, ömür boyu hapse koyacağı söylenerek örgüt mensuplarını korkutulduğunu söyleyen M.A, “Örgüt kamplarında CD’lerde polisin, askerin insanları öldüren, işkence yapan, elektrik veren, coplar ile vuran şeklinde görüntüler izletiyorlardı. Bu şekilde, örgüt mensuplarının devletten, askerden, polisten soğuması ve kinlenmesi sağlanıyordu. Kamplarda aile hayatını gösteren, temizliği gösteren evlilik gibi güzel şeylerin olduğu filimler izletmiyorlardı, çünkü bu görüntülerden etkileneceğimizden korkuyorlardı.” dedi.
DOMUZ ETİ YİYORLARDI
“Yiyecek içecekler komutanlar tarafından sağlanıyordu. Bizim de ihtiyaçlarımızı Suriyeli ‘Çiye’ kod adlı temin etmekte idi.” diyen terörist, “Örgüttekiler zaman zaman da domuz eti yiyorlardı, ben yemiyordum. Dini inanışlarıma göre haramdır. Ben domuz eti yemediğim zaman bana tepki gösteriyorlardı. Ben de bu tepkiden kurtulmak için midemin rahatsız olduğunu eti sevmediğimi söylüyordum. Bunlar domuzu şu şekilde görüyorlardı; inek de ot yiyor dört ayaklı, domuz da dört ayaklı bunu yemende herhangi bir günah yoktur şeklinde bana söylüyorlardı. Domuzu silahla avlayıp başını kesip yiyorlardı. Domuzun bütün etlerini yiyorlardı.” ifadelerini kullandı.
“İSRAİL’Lİ YAHUDİLER KÜRTLERİN KARDEŞİDİR”
Örgütte bulunduğu sürede Zerdüştlük eğitimi de aldığını dile getiren M.A., şu açıklamalarda bulundu: “Zerdüştlüğün de kutsal bir din ve kürtlerin gerçek dini olduğu öğretilmektedir. Zerdüşt’ün kürtlerin peygamberi olduğunu söylüyorlardı. Örgüte yeni katılanlardan namaz kılanlara ve oruç tutanlara hemen tepki çekmesin diye ilk başta karışmıyorlar, daha sonra yavaş yavaş imkanları kısıtlanarak namaz kılmaları engelleniyorlardı. Abdest alacak su bulmalarına imkan verilmiyordu. Hatta ben de örgüte ilk katıldığımda oruç tutuyordum. İftar ve sahur saatinde yemek vermiyorlardı. Örgüt kamplarında ayrıca, bizleri topladıklarında Ermenilerin de iyi insan olduğunu ve onlarında Kürt olduğunu söylüyorlardı. Hatta İsrail’li Yahudiler ile Kürtlerin kardeş olduklarını bizlere söylüyorlardı.”