Bakan Erdoğan’ı neden kızdırdı
Olay, tam bir yılan hikâyesi. Yıllardır tartışılıyor, görüşmeler ve yazışmalar yapılıyor. Ancak, bir türlü…
Olay, tam bir yılan hikâyesi. Yıllardır tartışılıyor, görüşmeler ve yazışmalar yapılıyor. Ancak, bir türlü sonuç alınabilmiş değil.
Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptırdığı camiden söz ediyorum…
Cami, Azerbaycan topraklarının müdafaasında şehit olan 1130 Türk’ün hatırasına inşa edildi. Bakü’deki Şehitler Hıyabanı’nın yanında ve Azerbaycan Milli Meclisi’nin hemen karşısında.
1996 Yılı’nda ibadete açıldı.
1990’lı yılların sonunda Süleyman Demirel, Bakü’ye gittiğinde bu camide cuma namazı kıldı. O dönemde cami ibadete açıktı. İki ülke arasındaki dostluk ve kardeşliği simgeliyordu. Ortada hiçbir problem de yoktu.
Bu cami, 2000’li yıllarda tam bir sorun haline geldi…
Azeriler, cami ile ilgili çeşitli bahaneler ileri sürdüler. Türkiye’nin yaptırdığı çifte minareli bu camiyi ibadete kapatmak için uğraştılar.
Nihayet 2008 Yılı’nda caminin kapısına kilit vuruldu. Eğer Türkiye devreye girmeseydi, tamamen yıkılacak ve bulunduğu bölge meydan haline getirilecekti.
Çevredeki Azeri görevliler, “bağlı (kapalı)” dediler. “Neden” diye sorduğumuzda kısaca anlattılar:
– Burada özellikle cuma namazı sırasında çok insan toplanıyordu ve bu da güvenlik sorunu yaratıyordu.
Gerçekten de Azeri yetkililer, “Çevresinde büyük kalabalık toplanıyor” demiş ve bu gerekçe ile caminin kapısına kilit vurmuşlardı.
Türk yetkililere ise, “güvenliği” değil, “trafiği” bahane etmişlerdi:
– Cami 200 kişilik. Buna karşılık cuma günleri burada 2000 civarında insan toplanıyor. Bu kalabalık trafiği olumsuz etkiliyor.
Son görüşmelerden birinde Azerbaycan’ın Din İşlerinden Sorumlu Bakanı, Bakü Büyükelçimiz Hulusi Kılıç’a son derece garip bir teklifte bulundu:
– Nedense insanlar hep cuma günleri caminin etrafında toplanıyorlar.
Birlikte çalışıp, cuma günleri toplanan bu kalabalığı, haftanın diğer günlerine yaysak ve burayı rahatlatsak olmaz mı?
Büyükelçimiz de İslâm’ın ve cuma namazının ne olduğunu bilmeyen Azerbaycan’ın Din İşlerinden Sorumlu Bakanı’na bunun imkânsız olduğunu anlatmaya çalıştı. Ardından da bu görüşmeyi Başbakan Erdoğan’a aktardı. Erdoğan, din işlerinden sorumlu olmasına rağmen, en basit dini bilgilerden bile habersiz olan Azeri Bakan’ın bu tavrı karşısında hayli sinirlendi.
Ardından, Türkiye samimiyet testi için harekete geçti. Azerilere “tamam” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yapacağı yeni ve daha büyük bir cami için resmen başvuruda bulunuldu. Azeri makamlardan yer göstermesi istendi.
Şimdi top Azerbaycan tarafında.
Bakalım Azeri yöneticiler, Türkiye’nin yaptığı bu resmi başvuru karşısında nasıl bir tavır takınacaklar?
Takvim