Spor yazarlarının Bursa-Beşiktaş yorumu

Bursaspor deplasmanına giden Beşiktaş, rakibini 88. ve 90. dakikada attığı gollerle 2-1 mağlup etmeyi başardı. Spor yazarları maçı farklı açılardan değerlendirdi.

RIDVAN DİLMEN NE DEDİ?

Kalitesi çok düşük ve pozisyonsuz bir maç izledik. Beşiktaş öyle bir kadro ile çıktı ki sahaya, tamamen defansif…Bursaspor şampiyon olduğu yıl gibi dirençli bir takım görüntüsüne bürünmüş sanki. Ama bütün bu görüntü son dakikalarda gelen iki Beşiktaş golüyle silindi gitti. Maçın daha başında öne geçen yeşil-beyazlılar tam kontrataklardan farkı arttırma fırsatı bulacakken 10 kişi kalınca, oyun Bursaspor yarı alanına yıkılmaya başladı. Fakat Bursaspor 10 kişi kalmasına rağmen Quaresma’nın ceza sahası dışından vurup, auta giden şutundan başka bir pozisyon bile vermedi Beşiktaş’a ilk yarıda. Carvalhal, rakibi 10 kişi kalınca çok doğru bir değişikliğe gitti. Mustafa Pektemek’i oyuna sokup, Egemen’i dışarı alırken İsmail Köybaşı’nı da sol beke koydu. Carvalhal böylece hem sahadaki ofansif oyuncu sayısını arttırdı hem de Bursasporlu taraftarların tepki gösterdiği, sarı kartlı Egemen riskini de ortadan kaldırdı. Ancak bir şeyi eksik yaptı. 10 kişi kalan Bursaspor’a karşı sistem değişikliğine gitmeyip, Mustafa Pektemek’i sağ kanada yolladı. Yine Edu’nun yanına ikinci bir forvet oyuncu almadı. Ancak son dakikalarda, oyun doldur boşalta dönünce Mustafa Pektemek, Edu’nun yanına girmeye başladı. Bursaspor iyi mücadele etti ve puanı hak etti ama iki dakikada gelen iki kafa golüne yapacak bir şeyi yoktu.

KADERİN DÖNDÜĞÜ AN

Maçın kaderinin döndüğü an ise, ilk yarının son dakikasında Turgay’ın şutunu Rüştü’nün çıkarmasıydı. İnanın Rüştü dışında hiçbir kaleci çıkaramazdı o şutu. İşte o top önce Beşiktaş’ı oyunda tuttu sonra da Holosko’nun attığı galibiyet golüne dönüştü.

AHMET ÇAKAR NE DEDİ?

Quaresma atıldığında maçın bitmesine 13 dakika vardı. O dakikaya kadar Beşiktaş bir kişi fazla oynamasına rağmen sahada hiçbir varlık gösterememiş, oyun başında bulduğu pozisyon dışında da fırsat yakalayamamıştı. Herhalde tüm Beşiktaşlılar bu dakikadan sonra artık maçı kazanmayı hatta beraberliği bile düşünmüyorlardı. Quaresma demek disiplinsizlik demek. Atıldığı pozisyonun hemen öncesinde varyete yapayım dedi. Topa bastı, yere düştü ve rakibe yaptığı müdahaleden de ikinci sarı kartla oyun dışı kaldı. Ne olduysa bundan sonra oldu. Türk futbolunda kolay kolay yaşanmayacak şeyler yaşandı. Önce bir yan top ve Sivok’un kafası, sonra da yine yapılan ortada Holosko’nun bomboş kafası 3 puanı Beşiktaş’a getirdi. O ana kadar Bursa defansı taş gibi olmasına rağmen yenilen gollerde büyük hataları var. Hele ikinci gol tam bir komedi. 40 metrelik orta, Holosko boş bırakılıyor ve gidip golü yapıyor. Maç sert geçti. Bursa oyunun başında golü bulunca bütün şablon ve taktik Bursaspor lehine değişiverdi. İlk devrenin başlarında öne geçmelerine rağmen bir oyuncularını kırmızı kartla kaybetti. Bangura’nın yaptığı da Quaresma’nınki gibi sorumsuzluk. Muhtemelen rakibine küfür etti ve oyundan atıldı.

CARVALHAL BİR ŞEY KATMIYOR

Uzun süre 11’e 10 oynamak ne Bursaspor için dezavantaj, ne de Beşiktaş için bir avantaj oldu. Aslında Beşiktaş’ın kazandığına bakmayın, çok ama çok kötü oynadılar. Tıpkı Ankaragücü maçı gibi. Orada duran toplardan Sidnei kurtardı burada da yan toplarda Bursa’nın yaptığı hatalar. Beşiktaş için kim ne derse desin işler iyi gitmiyor. Carvalhal ne oyun anlayışı ne disiplin ne de karizma olarak Beşiktaş’a hiçbir şey katmamışa benziyor. Gelelim hakem Yunus Yıldırım’a iki kırmızı kartta da haklı olabilir. Ama ne faul standartı ne kart anlayışı uluslararası oyun kurallarına göre değil. Adeta bir Yunus Yıldırım skalası var ve maçları da hakem Yunus Yıldırım bu skalaya göre, yani kafasına göre yönetiyor.

TURGAY DEMİR NE DEDİ?

Gergin maçları oynamak zordur, profesyonellik ister. Hem de gerçek profesyonellik. Beşiktaş kadrosuna bakın kağıt üzerinde hepsi profesyonel, yarısı da Avrupa arenasında çok daha zorlu maçlar oynamışlar ama Bursa’da gerginliği üzerlerinden bir türlü atamıyorlar. Rakip 10 kişi kalıyor. onların gözü hep hakemde. Şimdi bizden birini de atabilir korkusuyla titriyorlar. Yunus Yıldırım da her iki takıma gösterdiği kartlarla bu korkuyu tetikliyor. Normalde faul çalmadığı pozisyonlarda dahi kart kullanıyor. Bir türlü ortasını bulamadı Yunus hoca! Carvalhal bu nedenle sarı kartlı Egemen’i alıp Mustafa Pektemek’i sürüyor sahaya. Gerçi ofansif oynama düşüncesi de var ama asıl neden eksik kalma korkusu.

Hal böyle olunca asıl işleri olan futbol oynamayı unutuveriyorlar bir anlamda. Bursa 10 kişi olmasına rağmen çok daha etkili geliyor, sahayı iyi paylaşıyorlar, ikili mücadeleleri kazanıyorlar. Beşiktaş’a nefes aldırmıyorlar deyim yerindeyse. Beşiktaş’ın bir kıvılcıma ihtiyacı var. Biri çıkıp, bir şeyler yapmalı. Top Fernandes’inayağına gelince bu anlamda ümitler yeşeriyor ama o da etkisiz eleman konumunda. Top eziyor bol bol. Bu nasıl profesyonellik! Kanatlardan yapılan bindirmeler göstermelik, ortalar da şişirme olunca siz rakip kaleye gitseniz bile gol bulmanız duran toplara ve tesadüflere kalır. Rakip savunmadan dönen topları alamıyor ve baskı kuramıyorsanız işini kat be kat daha zor olur. Beşiktaşlı oyuncular pozitif futbolun gereklerini yerine getiremediler. İşin özün bu. Beraberlik golü duran topla geldi, galibiyet golü ise 40 metreden yapılan ortayla. İki top da kafa vuruşlarıyla ağlara gitti. Bu sezon böyle bir durum var. Ayaklarını kullanamayanlar kafalarını kullanıp bitiriyorlar işi. İki asist yapan İsmail ve ilk golde müthiş vuruşuyla giden maçı döndüren Sivok oyunun genelinde de sahanın iyileri arasındaydılar. Holosko da bulduğu şansı iyi kullandı diyebiliriz.

DİKKAT!: Sarı kartı olan bir kaptan bu hareketi yapmaz, bu ne biçim profesyonellik Quaresma?

PROFESYONELLİK: Beşiktaş’ın asıl derdi orta saha. Burada Necip-Ernst ikilisini bozmak Carvalhal’ın en büyük hatası.

FİNAL: Futbolun cazibesi burada. Beşiktaş bir kişi fazlayken pozisyon bulamadı, sayılar eşitlenince iki kafada rakibini yere yıktı. Bu galibiyet Beşiktaş için büyük moral oldu.