Kılıçdaroğlu Kozlarını Açtı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kürt sorununda kartlarını açmaya başladı. Ürkek ama kararlı adımlarla ilerliyor. Son olarak dün açıkladığı “akil adamlar” önerisi de siyasi kulislerde yankı bulacak. İster “terör” ister “Kürt sorunu” deyin Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışıyla çözüme yönelik beklentiler eskisinden çok daha farklı olacak. Hükümetin açılım hamlesine karşı sahaya sürülen “akil adamlar” önerisi yeni bir dönemin kapısını aralayabilir.

SEÇİMLİK SÖZLER Mİ?

“Statükonun, sistemin, ve askerin partisi” olarak takdim görülen ana muhalefet partisindeki değişim, gerçekten de başdöndürücü. Kimileri “seçim öncesi manevra” olarak görse de gelinen nokta reddedilemeyecek kadar büyük.

ASIL SINAV 12 HAZİRAN SONRASI

Kürt sorunununda “Ateşten gömleğin bir ucunu tutan” Kılıçdaroğlu’nun asıl sınavı seçimden sonra. Sivas’ın ötesine geçerek “sahaya inen” Kılıçdaroğlu, şaşırtamaya devam ediyor. Kuşkusuz 12 Haziran sonrası yeni süreç CHP için “turnusol kağıdı” niteliğinde olacak. Yeni Anayasa çalışmalarında ana eksen BDP’nin dillendireceği talepleri olacak.

İşte bu noktada Kılıçdaroğlu’nun takınacağı tavır belirleyici olacak. Muhalefette kalması halinde seçim öncesi “toplumsal mutabakat” mesajlarını tekrarlayıp tekrarlamayacağı merak konusu.

İLK KONUŞMASI ÇOK FARKLIYDI

Kılıçdaroğlu’nun ilk günü ile bugünü arasındaki söylemi adeta 180 derece farklı. CHP’nin başına geçtiği 22 Mayıs 2010 kurultay konuşmasını hatırlayın. Kürt kelimesini hiç ağzına almaması hayal kırıklığı olarak nitelendirilmişti kimi çevrelerce. Etnik kimliğe saygıyı öne çıkaran CHP lideri, “Hiç kimsenin kendi baba ve annesini seçme özgürlüğü yoktur, böyle bir ortamda hangi gerekçeyle siz etnik kimliği siyasetin odağına koyarsınız” sözleri öne çıkmıştı.

“ET BALIK KURUMU” ÖNERİSİ

Yine o günlerde “hazırlıksız” ve “siperin arkasına saklanan lider” bir izlenimi verdiği hep yazıldı çizildi o günlerde. Kılıçdaroğlu, Temmuz ayında kendilerinden öneri isteyen hükümete sunduğu haket ekonomi ağırlıklıydı:

1- Demokrasinin güçlendirilebilmesi seçim baraj indirilsin
2- Özel yetkili mahkemeler kaldırılsın
3- Devlet bölgeye doğrudan fabrika kurarak istihdam yaratmalı
4- Et ve Balık Kurumu güçlendirilip bölgede hayvancılık desteklenmeli, bölgede üreten bir mantık hakim olmalı
5- Mayınlı araziler temizlenip topraksız köylülere verilmeli

“PKK’YA AFFI” BAŞKAN OLMADAN ÖNCE DE SÖYLEMİŞTİ

Soruna ilişkin “renk vermeyen” ve “kapalı kutu” Kılıçdaroğlu’nun adımları da ilerleyen zaman diliminde ortaya çıktı. 25 Ağustos’ta memleketi Tunceli’deki referandum mitiginde “PKK’ya af” önerisi ortalığı karıştırmıştı. Kendi partisinden yükselen homurtular üzerine panikleyen CHP lideri, geri adım atmak zorunda kalmıştı.

Aslında Kılıçdaroğlu’nun bu konuşmasında yaptığı “Hayır deyin, toplumsal mutabakatla doğudan batıya kuzeyden güneye herkese genel affın önünü açılsın” sözleri ilk değil. Grup Başkanvekili olduğu 7 Mayıs’ta Batman’da “Toplumsal barışın bir parçası olacaksa genel affa ‘evet’ deriz” diyordu.

AÇILIMA ÇOK MESAFE KOYMADI

Yine demokratik açılımı yerden yere vuran partisinin aksine bambaşka bir görüntü çizdi.  Hükümetin başlattığı açılıma “köşeli laflarla” karşı durmadı, aksine Abdullah Öcalan ile devletin yaptığı görüşmelere olumlu baktı.

KÜRT SORUNU KABUL EDİLDİ

İlk somut adımı partisinin 22 Nisan’da açıkladığı seçim beyannamesinde attı. İlk defa Kürt kelimesini yazıya döktü ve soruna ilişkin vaatleri Temmuz ayında hükümete sunulan önlem paketinden çok ama çok farklıydı:

-Doğu ve Güneydoğu’da baskılara son verilecek, toplumsal barış sağlanacak.
-Kürt yurttaşların kimliklerini yaşamalarının önündeki engeller çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi ile aşılacak.
-Kurulacak komisyon ile failimeçhul cinayetler aydınlatılacak.
-Talep eden yurttaşlara anadil öğretimi olanağı sunulacak.
-Diyarbakır Cezaevi toplumsal barış müzesi olacak.

“ÖZERLİK” ÇIKIŞI

Kılıçdaroğlu’nun bir sonraki hamlesi 23 Mayıs’taki Hakkari mitinginde geldi. CHP lideri burada özerklik sözü verdi. Ancak bahsedilen özerklik DTK’nın özerklik taslağıyla hiç ilgisi yoktu. Kılıçdaroğlu yerel yönetimlere çok geniş yetkiler tanıyan “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı”nda devletin çekince koyduğu maddelerin kaldırılmasını istiyordu.

MASAYA OTURULMALI

CHP lideri son adımını “akil adamlar” önerisiyle attı. NTV’de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdarooğlu soruna ilişkin çok farklı bir çıkış yaptı. ‘Her partiden iki akil ismin bir masa etrafında buluşarak çözüm önerisi oluşturmasını açıkladı. “İnsanlar bir masanın etrafına sorunu çözmek için oturmalılar” diyen Kılıçdaroğlu, akil adamları da “kendini aşan, tepeden bakan, çözüme kilitlenen insan” olarak tarif etti.

İşte Kılıçdaroğlu’nun geldiği son nokta bu. İnişli çıkışlı bir görüntü çizse de o masanın bir ucunda siyasi talepler olacağı kuşkusuz. CHP liderinin bu “ezber bozan çıkışları” seçim sonrasına taşıyıp taşımayacağı kilit öneme sahip olacaktır.