Türkeş’in eşi MHP’ye sert çıktı
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ergenekon soruşturmasına ilişkin Fethullah Gülen’e atfen söylediği ‘Hoca efendi insiyatifi eline almalıdır’…
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Ergenekon soruşturmasına ilişkin Fethullah Gülen’e atfen söylediği ‘Hoca efendi insiyatifi eline almalıdır’ sözüne Alparsan Türkeş’in eşi Seval Türkeş’ten sert tepki geldi.
MHP liderinin sürpriz çıkışına anlam veremediğini belirten Seval Türkeş, “Açıklama büyük talihsizliktir. Türkeş’in ruhunu bizar etmiştir. Bu yanlıştan derhal vazgeçip doğru yolu takip etmeleri gerekir” çağrısında bulundu.
Zaman gazetesine konuşan Seval Türkeş, “Alparslan Türkeş, toplumda fitnenin yayılmasına sebebiyet verecek yalan, iftira, küçük menfaat hesapları, milletin birlik ve beraberliğini zedeleyici, insanlara ve kitlelere huzursuzluk veren, gerçekleri inkâr, hakları ihlal edici, toplumda kaos meydana getirecek her şeyden uzak bir politika takip eder ve hayra hizmet ederdi” dedi.
TÜRKEŞ’İN MİSYONUNU HATIRLATTI
Seval Türkeş, yaşadığı üzüntüyü şu sözlerle dile getiriyor:
“Kendi partisinden yapılan son açıklama bu mahiyette olmuş ve ruhunu bizar etmiştir. Şimdi şu günlerde birtakım negatif durumları görüp meseleyi aslından koparmaya kalkmak, bu konuda beyan vermek büyük talihsizliktir. Derhal tamir yoluna gidilmelidir. Burada akıllıca hareket, kaos ortamı oluşturup güvensizlik ve istismar ortamı uyandırmak yerine, bu yolu desteklemektir. Böyle yürür Türkeş’in misyonu. Aksi takdirde onun partisini kullanarak başka alanlara hizmet etmek anlamına gelir ki bu, dengeyi bozmak demektir. Bu yanlıştan derhal vazgeçip doğru yolu takip etmeleri gerekir.”
Merhumun ölümünden kısa süre önce Gülen’e yazdığı 9 Ocak 1997 tarihli ve ‘Efendi Hazretleri’ hitabıyla başlayan mektuba dikkat çeken Seval Hanım, Türkeş’in altını çizdiği “öze dönüş” tarifine dikkat çekiyor. Bu noktanın yüksek tasavvuf ve idealizmin birleştiği nokta olduğunu söyleyen Başbuğ’un eşi, şöyle devam ediyor:
“Bu nokta aynı zamanda Efendi Hazretleri ile Türkeş’in misyonunun çakıştığı noktadır. Türkeş bir aksiyon adamıdır. Efendi Hazretleri de öyledir. Türkeş’in Başbuğluk karizmasıyla yürüttüğü hareketinin kuvvet aldığı nokta yüksek tasavvuf noktasıdır. Ülkü ocaklarını da Yesevi Ocakları’nın muadili olarak kurmuştur. Yüksek bir idealisttir. Bu kaynağını insanın hakikatinden almaktadır. Dolayısıyla yüksek tasavvufla çakıştığı nokta, Efendi Hazretleri’nin yürüttüğü misyonla Türkeş’i buluşturmuştur. Bugün bu çizgi aksiyoner olarak Türkeş’in mektubunda tarif ettiği misyonu yürütmektedir. Dolayısıyla Türkeş’in partisini yönetenlerin bu gerçeği işin sır tarafı olarak görüp destek olmaları, burada bir yanlış varsa samimiyetle düzelterek yolun yürünmesine yardımcı olmaları gerekirdi.”
‘EFENDİ HAZRETLERİ’
Seval Türkeş, eşinin Fethullah Gülen’e “Efendi Hazretleri” diye hitap etmesinin anlamının büyük olduğunu ifade ederken, bu misyonun doğrudan doğruya Türk milletinin birliğini, karşılıklı hoşgörü duygularının geliştirilmesi gerektirdiğini anlatıyor. Siyasetin de bu minvalde yapılmasının önemine değinen Başbuğ’un eşi, “Zaten siyaset de bunun için yapılır. Bu misyonlar hayata geçirilmezse siyasetin de anlamı kalmaz. ‘En büyük yatırım insana yapılandır’ derdi Türkeş. İnsanların bu manevi değerler çerçevesinde yetişmesi için ömrünü harcadı. Doğruya götürecek olan da siyasilerdir. Birtakım hesaplar uğruna hakikatten uzaklaşmamalıdırlar. Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri bunu büyük bir fedakârlıkla, sabırla, telkinlerle, faaliyetlerle çok güzel bir şekilde Türkeş’in de desteklediği, takdir ve motive ettiği yolda götürmektedir” şeklinde konuşuyor.
ŞİKAYETLERİ VARSA HOCAEFENDİYLE DİYALOG KURSUNLAR
Topluma liderlik eden insanların sosyal meseleleri kendine problem etmesi gerektiğini kaydeden Seval Türkeş, son dönemdeki aile faciaları, kadınlara yapılan zulümler, insanların birbirini öldürmesinin önüne ancak bu misyonla geçilebileceğine dikkat çekiyor. ‘Bu faaliyeti ortadan kaldırın’ demenin bu meselelere kafa yorulmadığını gösterdiğini anlatan Başbuğ’un eşi, Türkeş’in koltuğunda oturanların merhumun sağlığında verdiği mücadelenin tersi işler yapma lüksünün olmadığını kaydediyor. Aksi bir durumun Türkeş’e saygısızlık olduğunu söyleyen Seval Hanım, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Kaldı ki bu yöneticiler Türkeş’in kendinin yürütmüş olduğu faaliyetleri ve misyonu da zaten durdurmuş olmakla zan altındalar. Şimdi burayı da durdurmaya kalkmış olmaları onların birtakım odakların sözcülüğünü yapmış olmaları anlamına geliyor. Türkeş’in mirasını yürütecek olsalar bu faaliyete saygı duyup desteklemeleri lazım. Hocaefendi Hazretleri Türk din ve fikir adamlarından yaşayan mühim bir şahsiyettir. Bu zat-ı muhtereme destek olmalılar. Bir problemleri varsa diyalog kurma imkânı vardır. Bizzat kendilerine gidip bu şikâyetlerini iletsinler, yardım alsınlar. Kendisi bu konuda hoşgörü ve diyaloğu zikreden, teşvik edip, hayata geçiren biridir.”