RTÜK silbaştan değiştiriliyor!
TBMM Genel Kurulunda ”temel yasa” olarak görüşülen RTÜK Yasa tasarısının tümü üzerinde hükümet adına söz alan Başbakan Yardımcısı Arınç, 16 yıl önce çıkarılan kanun üzerinde yapılan değişiklikleri anlattı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kamuoyunda ”RTÜK Yasa Tasarısı” olarak olarak bilinen ”Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun Tasarısı” ile yetki kargaşasını ortadan kaldırmaya, RTÜK’ü daha etkin kılmaya çalıştıklarını, sayısal yayıncılığa geçişin hukuksal altyapısının oluşturulması için çaba sarf ettiklerini söyledi. Anayasa Mahkemesi’nin yasanın bazı hükümlerini iptal etmesi, yayın teknolojisinin hızla değişmesi ve AB müktesebatına uyumun yeni yasal düzenlemeye ihtiyaç doğurduğunu kaydeden Arınç, ilgili sivil toplumsal kuruluşlarının da katılımıyla yaklaşık 1 yıldır tasarı üzerinde çalıştıklarını ifade etti. Tasarının önemli bir boşluğu dolduracağını belirten Arınç, sektörün sorunlarına çözüm bulmak istediklerini kaydetti. Arınç, yetki karmaşasını ortadan kaldırdıklarını, yayın denetimi konusunda RTÜK’ü daha etkin kılmaya, yayın sektöründe rekabeti artırmaya çalıştıklarını ifade etti. Sayısal yayıncılığa geçişin hukuksal altyapısının oluşturulması için çaba sarf ettiklerini kaydeden Arınç, şöyle devam etti: ”Yapacağımız bir iş de 16 senedir yapılamayan bir konudur. O da karasal ortamda yayın lisanslarının verilmesidir. Maalesef bugüne kadar yayın kuruluşlarının lisanslanması bir türlü sağlanamadı ve buna bağlı olarak lisans ücretleri ve tahsis edilen kanal ve frekansların kullanım ücretleri tahsil edilemedi. Bunun artık düzenlenmesi gerekir. Sayısal yayıncılığa geçişi mutlaka gerçekleştirmeliyiz. Artık dünya ile paralel olarak karasal sayısal yayıncılığa sorunsuz geçmek mecburiyetindeyiz. Bu çerçevede geçici düzenleme ile bir yıllık süre içerisinde sayısal frekans ihalesi ve tahsislerin yapılmasını, tahsis tarihinden itibaren 3 yıl süreyle de analog televizyon ve sayısal televizyon yayınlarının paralel olarak sürdürülmesini öngörüyoruz.” Medya sahipliği ve yabancı sermaye konusunun da yeniden düzenlendiğini belirten Arınç, radyo ve televizyon sahipliği ile ilgili sınırlamaların daraltılarak, netleştirildiğini, tekelleşmeyi engellemek üzere karasal ortamda en fazla 4 kuruluşun ortak olmasının öngörüldüğünü anlattı. ”YABANCI SERMAYE ORANI YÜZDE 50…” Arınç, yayın kuruluşlarının yabancı sermaye oranının da yüzde 25’ten yüzde 50’ye yükseltildiğini kaydetti. TRT yayınlarının da RTÜK denetimine alındığını bildiren Arınç, tasarı ile IP TV ve HD TV gibi yeni yayın teknolojileri ile ilgili belirsizliklerin ortadan kaldırıldığını dile getirdi. Reyting ölçümleri yapacak şirketlerin RTÜK’ten izin alacağını, şirketlerin ölçümlerinin denetleneceğini anlatan Arınç, yayın ilkelerinin AB mevzuatına göre yeniden düzenlendiğini kaydetti. Arınç, cevap ve düzeltme hakkının da yeniden düzenlediğini, ilgili tarafa mahkemeye başvurmadan önce yayın kuruluşundan cevap ve düzeltme hakkının kullandırılmasının istenmesi hakkının sağlandığını dile getirdi. Yayın kuruluşlarının reklam beyanlarından alınan yüzde 5 RTÜK payının yüzde 3’e düşürüldüğünü belirten Arınç, müeyyide sisteminin de yeniden düzenlendiğini kaydetti. Kademeli müeyyide sisteminin mevcut olduğunu anımsatan Arınç, ”Oysa vahim pek çok konuda bu sırayı takip ettiğiniz zaman ve yargı sürecini de hesapladığınızda maalesef dizi bittikten aylarca, belki birkaç yıl sonra bu konu gündeme gelebilmektedir. Tasarı ile kademeli müeyyide sisteminden vazgeçilerek, yayın ilkeleri toplumsal etkileri ve sonuçları bakımından sınıflandırılmış ve buna göre idari yaptırım öngörülmüştür. İhlalin niteliğine göre RTÜK idari para cezası ile birlikte idari tedbir niteliğinde program durdurma müeyyidesi de uygulayabilecektir” dedi. Arınç, kuruluşların gelirine orantılı idari para cezası öngörülerek, ceza adaletinin de sağlandığını ifade etti. ”DOĞRUDAN BAĞLI BİR KURUM DEĞİL” RTÜK ile ilişkisinin ”ilgili bakan” sıfatıyla olduğunu belirten Arınç, ”Bana doğrudan bağlı bir kurum değildir” dedi. Bir RTÜK üyesi hakkında geçmişten beri çok şey yazılıp söylendiğini belirten Arınç, üyelerin teminat altında olduğunu, görevden almanın RTÜK’ün yetkisinde olduğunu kaydetti. Arınç, ”Bakan olarak veya hükümet olarak şu veya bu kişi hakkında görevden almak veya göreve getirmek gibi bir yetkimiz bulunmamaktadır” dedi. RTÜK üyelerinin TBMM’de grubu bulunan partilerin oy oranlarına göre tahsis edilen kontenjanlar çerçevesinde TBMM tarafından seçildiklerini anımsatan Arınç, ”Bu yöntem eleştirilebilir, ama bu Anayasa değişikliği ile ortaya konulabilecek bir konudur” diye konuştu. Arınç, tasarıya göre, hükümet veya bakanın yayın durdurabileceğine yönelik eleştirileri yanıtlarken de tasarıdaki ilgili maddeleri okudu. Söz konusu hükümlerin pek çok Avrupa ülkesinde bulunduğunu, olağanüstü durumlar için yetki verildiğini kaydeden Arınç, durdurma kararına karşı Danıştaya gidilebileceğini, Danıştayın 48 saat içinde karar vermesinin öngörüldüğünü anlattı. Arınç, ”Dolayısıyla hukuka aykırı bir düzenleme olduğu kanaatinde değilim” dedi. ”BDP GRUBUNA HAZİNE’DEN YARDIM VERİLMESİNİ UYGUN BULUYORUM” Milletvekillerinin sorularını da yanıtlayan Arınç, tasarıda, Türkçe’nin kullanımı, grameri, lehçesi, şivesinin korunması ve özen gösterilmesi konusunda çok önemli maddeler bulunduğunu belirtti. Televizyon ve radyoların helal kaynaklarının reklam gelirleri olduğunu, bu nedenle reklam gelirlerini artırmaya çalışacaklarını kaydeden Arınç, ”Biz, Üst Kurul paylarının yüzde 5’ten yüzde 3’e indirilmesini öngörürken onlara yeni bir alan açtığımızın farkındayız” dedi. Arınç, vergi indirimi, SSK borcu veya elektrik indirimi konusunda yerel televizyonlara indirim yapmayı düşünmediklerini, herhangi bir hazırlıkları bulunmadığını söyledi. Uydu lisansı konusunda yüksek olan rakamı asgari düzeye indirme konusunda çalışmaları olduğunu belirten Arınç, yeni rakamın en kısa zamanda açıklanmasını ümit ettiğini ifade etti. Siyasi reklama eskiden de yasak veya kısıtlama olmadığına dikkati çeken Arınç, tasarıda bunu serbest bırakan bir düzenleme yapıldığını belirtti. Siyasi partilerin seçimlerde çok büyük masraflar yaptığını ifade eden Arınç, sadece BDP’nin Hazine yardımı alamadığını kaydetti. Arınç, ”Burada bir haksızlık ya da ayrımcılık söz konusu olsa bunu BDP’nin dile getirmesi gerekir. Nitekim getiriyorlar da. Şahsi düşüncemi ifade edeyim; BDP Grubuna Hazine’den yardım verilmesini uygun buluyorum” dedi.