Haber 16

Bayramınız Mübarek Olsun!

Bayramlar sevinç günleridir. Bayramı bayram yapan sevginin ve mutluluğun paylaşılmasıdır.

Bayramınız Mübarek Olsun!
  • Gündem / Son Dakika
  • 09 Eylül 2010
  • Bayramınız Mübarek Olsun! için yorumlar kapalı
  • 314 KEZ OKUNDU

Bayramlar sevinç günleridir. Bayramı bayram yapan sevginin ve mutluluğun paylaşılmasıdır. Eş, dost, akraba ziyaretleri, çocuklara verilen harçlıklar, öpülen eller, ikram edilen tatlılar hep paylaşılan sevginin tezahürleridir. Bayramlar, tatile gitme, inzivaya çekilme günleri değildir.


Ramazan bütün renkleri ve coşkusu ile hayatımızdan sessizce çıkıp gitti. Kimi bu ayı sadece açlık günleri olarak gördü. Kimi de ‘Sultan’ın bir aylık ziyaretinin kıymetini bildi, bu güzel ayın içeriğini en ince ve güzel şekilde yaşadı. Ona ve getireceği manevî hediyelere lâyık bir ağırlamada bulundu. Ve Cenab-ı Allah’ın bir aylık yoğun bir ibadet mevsiminden sonra kullarına lütfettiği sevinç ve sürur vakitleri olan bayram günlerine kavuştuk.


Reşit Haylamaz, Faruk Beşer, Ümit Şimşek, Cemil Tokpınar ve M. Ali Şengül’e “Bayram nedir, bayramı nasıl değerlendirmeliyiz?” sorularını sorduk. Bayramları insanlardan uzaklaşmak, kafa dinlemek için bir vesile görmemek gerektiğini belirten yazarlar, bayramın sevinme değil, sevindirme günleri olduğunu söyledi.


‘Bayramı nasıl değerlendirmeliyiz?‘ sorusuna ise “Kim her iki bayramın da gecesini, Allah’tan sevap umarak ibadetle geçirirse kalplerin öldüğü günde kalbi ölmez.” hadis-i şerifini örnek verdiler. Ayrıca en yakından başlamak suretiyle akraba ve komşuların ziyaret edilmesi, ziyaret edilemeyenlerin de en azından bir telefonla hatırlarının sorulması, böylelikle herkesin gönlünün alınması gerektiğini ifade ettiler. İmkânı olanlar da Darülaceze, hastane, hapishane gibi yerlere gidip oradakileri sevindirmeli.



Büyüklerin elini öpün, küçükleri de sevindirin
Reşit Haylamaz: Bayramları bayram yapan sıla-i rahimdir
Bayramlar, sevinç günleridir; insanların bir araya geldiği, kaynaşıp hasret giderdiği, dargınların barıştığı, küçüğü ve büyüğüyle birlikte toplumun kucaklaştığı zaman dilimleridir. Elbette bayram, oruç meşakkatinden kurtuluşa sevinme günleri değildir; bu açıdan bayram bize, Ramazan coşkusunu bütün bir yıla yaymamız gerektiğinin mesajlarıyla gelir. Aynı zamanda birer muhasebe günleridir; gündelik yoğunluktan dolayı gündemimizden çıkan birçok konuyu bize yeniden hatırlatır. Mesela bu sevinçli güne bizi ulaştıran sürecin, bir aylık Ramazan günleri olduğunu hatırlattığı gibi Hakk’ın huzurunda bayram yapabilmemizin de, ömür günlerimizi iyi değerlendirmeye bağlı olduğunu hatırlatır. Bayramı bayram yapan en temel mesele, sıla-i rahimdir. Akrabalar, komşular ziyaret edilmeli, ziyaret edilemeyenlerin de en azından bir telefonla hatırları sorulmalı ve gönülleri alınmalı.


Prof. Dr. Faruk Beşer: Eş, dosttan kaçar gibi turistik bir bölgede istirahate çekilmeyin
Bayramlar sevinme değil, sevindirme zamanıdır. İnsanlar, eş ve dosttan kaçar gibi turistik bir bölgede istirahate çekilmemeli, akraba ve dostlarla kaynaşmalı. Küçük hediyeler alınarak hastaneler ve hapishaneler ziyaret edilmeli, başka zamanlarda bir türlü gidilemeyen dost ve arkadaşlara uğranılmalı. Sadece kendi tanıdıkları değil, babasının ve annesinin hatırına onların dostlarını ziyaret de önemli bir sünnettir. Ziyaret etme imkânı olmayan insanlar da bayramlarda fırsattan istifade, bir kitap okuyabilir, Kur’an–ı Kerim’den bir sure daha ezberleyebilir, cemaatle daha çok namaz kılabilir. Çocuklarına başka zamanlarda vakit ayıramayanlar, çoluk çocuğuyla ilgilenme fırsatı bulur ki, bayramların en güzel etkinliklerinden birisi budur.


Ümit Şimşek: Hediye ve harçlık vererek çocukları sevindirin
Ramazan boyunca müminler Kur’an’ın inişini kutlar. Ramazan’ın bitişi de bir başka bayramın başlangıcıdır. Bir ay boyunca nefislerinin tutkun olduğu nimetlerden uzak durarak bir nevi melekleşen insanlar, bu defa önlerine serilmiş maddî ve manevî sofraların başında Rab’lerinin ikramlarına mazhar olurlar. Bayramda özellikle çocuklarımızı sevindirmeliyiz. Harçlık ve küçük hediyeler vererek gönüllerini yapmalıyız. Geçen günlerde Darülaceze’yi ziyaret eden bir grup kardeşimizden, bir yaşlı teyzenin “Size dokunabilir miyim?” dediğini dinlemiştim. Oradaki insanlar maddî olarak bir şeye ihtiyaçlarının bulunmadığını, kendilerine iyi bakıldığını, ama kendileriyle oturacak, sohbet edecek, dokunacak birilerine olan hasretlerinin hiç dinmediğini söylüyorlardı. Kim bilir, alâka dairelerimizin belki de en küçüklerinin içinde, bir dokunuşla ihya olacak ihtiyar gönüllerden kaç tanesi vardır?


Cemil Tokpınar: Bayram geceleri duaların kabul olduğu günlerdir
Ramazan’ı nasıl paylaşarak geçirdiysek bayramı da öyle geçirmeliyiz. Bu paylaşım, önce ailemizden başlamalı ve dalga dalga yayılmalı. Çaresiz bir yuva varsa oraya gidip ikramlara ihsanlara boğmalıyız. Gönülleri almalı, küskünlüğe yer vermemeliyiz. Ayrıca bayram sadece ziyafetle geçmemeli, gaflete dalmamalıyız. Bayramda Allah’ı bol bol zikretmeliyiz. Bayram geceleri duaların kabul olduğu günlerdir. Peygamber Efendimiz (sas) bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor: “Her kim Ramazan-ı Şerif ve Kurban Bayramı gecelerini sadece Allah-u Teala’dan sevap almayı umarak ihya ederse, kalplerin öldüğü bir günde onun kalbi ölmez.”
 


Mehmet Ali Şengül: Ramazan’da kazandığımız güzellikleri devam ettirmeliyiz
Bayramlar, geçmişi hatırlatır, özletir. Kaybettiklerimizi, bütün sevdiklerimizi bulma adına yeniden bir dirilişin hayata yansımasıdır. Kulluğumuzdan kazandığımız güzellikleri sürdürmeliyiz. Efendimiz’i (sas) kavrama adına O’nun adına yazılmış eserleri okumalıyız. Ayrıca bayramlar, kusurlarımızı bertaraf etmek için bir vesiledir. Bayramları vesile yaparak özür dilenilmesi gerekenlerden özür dilemeliyiz, bizde hakları olanlardan helallik dilemeliyiz. Gücümüz yettiğince bayram ziyaretleri yapmalı, bu ziyareti vesile ederek irşat ve tebliğ vazifesinde bulunarak bayramı güzelleştirmeliyiz. Bayram günlerinin o tatlı güzel günlerini, huzur ortamını, sevgi ile kucaklaşmalarını, hayatın her gününde yaşama ve yaşatma gayreti içinde Ramazan ve oruçtan aldığımız bereketle devam ettirmeye çalışmalıyız.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ