Muhabirin kritik kamera sorusu!
Danıştay saldırısının güvenlik kameralarının silinmesi tartışılıyor. Dönemin yetkilileri ise susuyor.
Danıştay’ın o dönemki yöneticileri ile şimdiki yetkililerinden, TÜBİTAK raporunun açıklandığı günden beri ses çıkmıyor.
Saldırının olduğu 17 Mayıs 2006 tarihinde Danıştay’ın başkanlık koltuğunda oturan Sumru Çörtoğlu, Zaman’ın ısrarlı soruları karşısında konuşmaktan kaçındı. “Ben bu konuda bir yorum yapamam.” diyen Çörtoğlu, topu Danıştay Başkanlığı’na attı.
Eylemin yapıldığı dönemde Danıştay genel sekreteri olarak görev yapan HSYK üyesi Suna Türkoğlu ise TÜBİTAK raporu sorulunca telefonu kapattı. Geçen yıl Ergenekon savcılarının görevden alınması için verilen korsan kararnameye verdiği destekle bilinen Türkoğlu, 2006’da Danıştay binasının güvenliği de dahil idarî işlerinden sorumluydu.
KAPATMAK ZORUNDAYIM
Türkoğlu ile Zaman muhabiri Metin Arslan arasındaki diyalog şöyle gelişti :
Zaman Muhabiri: İyi günler, Suna Hanım’la mı görüşüyorum?
Türkoğlu: Evet, benim.
Zaman Muhabiri: Yargı muhabiriyim, TÜBİTAK’ın OYAK’la ilgili raporunu sormak istiyorum.
Türkoğlu: Araba kullanıyorum şu anda. Alo alo, sesinizi alamıyorum, kapatmak zorundayım.
HSYK’YA SEÇİLMİŞTİ
Suna Türkoğlu, 20 Mayıs 2004 tarihinde genel sekreterlik görevine getirildi. OYAK Güvenlik’in kamera sistemi Türkoğlu döneminde Danıştay’a kuruldu. Türkoğlu, saldırıdan bir süre sonra 7 Haziran 2006 tarihinde genel sekreterlik görevini bıraktı. 7 Kasım 2008’de ise HSYK üyeliğine seçildi.
İKTİDAR SORUMLU TUTULMUŞTU
Danıştay saldırısı sırasında güvenlik kameralarının bozuk olması kamuoyunda tartışmaya neden olurken, binanın güvenliğinden sorumlu OYAK ve Danıştay Genel Sekreterliği’nin ihmalinin olup olmadığı o dönemde araştırılmamıştı. Dönemin Danıştay Başkanı Çörtoğlu, olayın ardından Danıştay Üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in hayatını kaybettiği saldırının başörtüsü kararı nedeniyle yapıldığını belirtmişti. Danıştay daire başkanlarının bildirisini okuyan Çörtoğlu, saldırıdan iktidarı sorumlu tutarak, “Yargısına sahip çıkmayan devlet, büyük yara almıştır.” ifadesini kullanmıştı.