Erdoğan’a da mı suikast düzenlenecek?
Erdoğan bugün Özal’a düzenlenen suikasti hatırlattı. Peki Erdoğan bu sözleri neden sarfetti! İşte ayrıntılar;
Başbakan Erdoğan, Ankara’da düzenlenen, “2009 Turgut Özal Barış Ödülü” töreninde konuştu. Gündemdeki sıcak gelişmelere ilişkin doğrudan bir açıklama yapmadı ama, verdiği örnek dikkat çekiciydi. Merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın, kendisine yönelik suikast girişimi sonrası kürsüden söylediği sözleri hatırlattı.
Erdoğan, “Hukukun üstünlüğü” vurgusu yaptı, “Bu ülkeye hukuk dışı örgütlenmeler istikamet veremez” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri, Arınç’a suikast iddiasıyla yakalanan subayların evinden çıkan diğer planlar ve suikast listesiyle ilgili olduğu yorumlarını da beraberinde getirdi.
Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a Allah’tan rahmet diledi.
Adında “Dünya Barışına Katkı” gibi anlamlı bir ifadenin yer aldığı böyle bir ödüle layık görülmekten büyük onur duyduğunu ifade eden Erdoğan, üstelik ödülün Turgut Özal gibi milletin gönlünde ve hafızasında derin izler bırakmış, büyük bir şahsiyet adına veriliyor olmasının da bu ödülü çok daha anlamlı kıldığını dile getirdi.
Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Cumhuriyeti ile bu milletin ne kadar yüce, büyük ve dirayetli olduğunu gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, “Bırakınız korkuyu, Kurtuluş Savaşı’nın hemen ardından savaştığımız o yedi düvelle diplomatik ilişkileri başlatan Mustafa Kemal olmuştur. O mirasa, o özgüvene sahip çıkılmadı” dedi.
O mirası yeniden canlandıranın merhum Adnan Menderes’in maruz kaldığı akıbetin, siyaset ve demokrasi üzerindeki korkuyu daha da ağır hale getirdiğini söyleyen Erdoğan, “İşte böyle bir atmosfer, tedirginlik, korku ve paranoya ikliminde Turgut Özal gibi bir isim ortaya çıktı ve bu millete öz güvenini iade etti” diye konuştu.
Özal’ın kürsüdeki sözlerini hatırlattı
Özal’ın, Türk ve dünya siyasetinin paradigmalarının tamamen çöktüğü ve yeni bir dünya düzeninin inşa edildiği bir dönemde ezber bozan bir siyaset izlediğini belirten Başbakan Erdoğan, Özal’ın Türkiye’deki zihniyet değişikliğinin mimarı olduğunu söyledi.
Başbakan Erdoğan şöyle konuştu: “Turgut Özal iktidarı devraldığında aslında Türkiye hala siyah beyaz yıllarını yaşıyordu. O’nun gerçekleştirdiği reformlarla bu ülke bir anda renklendi, çağını yakaladı, zenginleşti ve çeşitlendi. Kabuğunu kırarak dünyaya açıldı. Sağlığında çok eleştirildi. Hakaretlere varan yaklaşım tarzlarını gördük ve o insanlar bu ülkede siyaset yaptılar. Beraberce çalıştılar, en yakınında olanları oldu ve burada söylemek istemiyorum. Bugün de benzer şeyleri söyleyenler çok oluyor.
Onun için üzerinde durmaya gerek yok. Fakat bakın bugün öyle oldu ki o gün o hakaretleri yapanlar bugün anılmaz duruma düşüyorlar, her geçen gün… Fakat aklıselim sahibi olanlar, onlar da hakkını teslim ediyor, rahmetle yad ediyor ve O’nu çok daha iyi anlıyor. Burada tarihe kazınmış bir sözünü, siyasete yol ve istikamet çizecek bir sözünü de hatırlatmakta fayda görüyorum.
Kendisine suikast girişiminde bulunulduğunda, kürsüden ayrılmadan o yaralı haliyle yeniden mikrofonun başına geçtiği andaki söz öyle zannediyorum ki bana ve bize göre çok önemli bir sözdür. ‘Allah’ın verdiği ömrü O’ndan başka alacak yoktur’. Bu çok önemlidir. Biz de O’na teslim olmuşuzdur dedik. Mesele budur. Bunun dışında her şey laf-ı güzaftır. Bu tavır millete ram olma, millete sevdalı olma, her ne pahasına olursa olsun millete hizmete talip olma tavrıdır. Korku üzerine medeniyet inşa edilemez. Korku üzerine gelecek inşa edemezsiniz.
Korku üzerine huzur, istikrar, güven inşa edemezsiniz. En önemlisi de korku üzerine demokrasi inşa edemezsiniz. İki gün önce vefatının 73. yıl dönümünde rahmetle andığımız Mehmet Akif, milletimizin İstiklal Marşı’nı yazarken ‘korkma’ uyarısıyla başlamıştır: ‘Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, sönmeden yurdumun üstünde tüten’ derken işte o en son ocakın işaretini veriyordu.
“Statükoyu daha ne kadar sürdüreceğiz?”
Her meseleyi cesaretle konuşamayanların, özgürce tartışamayanların ve küçük hesaplarla ülkenin meselelerini çoğaltanların Türkiye’ye ve Türk milletine çizebilecekleri bir ufuk olamayacağını vurgulayan Erdoğan, 30-40 yıldır ülke ve millet olarak tekrar tekrar konuşulan meselelerin daha ne kadar konuşulacağını sordu.
Başbakan Erdoğan, “30 yıldır, 40 yıldır bu ülkenin enerjisini tüketen meseleleri ne kadar kendi haline bırakacağız? Statükoyu daha ne kadar sürdüreceğiz? Böyle gitmesinin yolu var mı, imkanı var mı? Bu sürecin böyle devam edip gidiyor olmasından memnun olan var mı? Bakın, o gün Özal’ın cesaretle dile getirdiği çözüm için somut adımlarını attığı meseleler O’nun ölümünden sonra da sahiplenilmiş olsaydı Türkiye bugün inanın çok daha farklı bir yerde olurdu” dedi.