Bu Eylem Eczacılara İlaç Olacak mı?

Eczacıların talebine şimdiye kadar olumlu yanıt gelmedi. Türk Eczacılar Birliği Başkanı Erdoğan Çolak, zararlarının karşılanmaması durumunda 2010 sonunda 7 bin eczanenin kapanacağını belirtiyor. Eczacılar, yeni düzenlemenin yürürlüğe gireceği 4 Aralık’ta bir günlük kepenk kapatma eylemine hazırlanıyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, eczacıların yarın yapacağı eyleme ilişkin soruları yanıtladı.

Dinçer, ”Eczacıların raflarındaki ve stoklarındaki ilaçlarda fiyat farkından dolayı ortaya çıkabilecek her türlü zararı ilaç sanayi karşılayacak” dedi.

İlaç sanayinin büyük bir anlayışla hükümetin orta vadeli programında öngördüğü üç yıllık harcama tutarını global bütçe rakamı olarak kabul ettiğini ifade eden Dinçer, bu konuda aralarında yazılı bir sözleşme yaptıklarını söyledi.

Bu yazılı sözleşmede eczacıların kendilerine daha önce de duyurduğu sorunu gündeme getirdiklerini anlatan Dinçer, eczacıların daha önce ilaç fiyatlarında bir düşüş olduğunda doğacak fiyat farkından dolayı zararın telafi edilmesi yönünde serzenişte bulunduklarını, kendilerinin de ilaç sanayinin temsilcileri ile konuşurken bunu gündeme getirdiklerini belirtti. Dinçer, şunları kaydetti:

”Yapılan mutabakatta, ilaç sanayinin, fiyatların düşmesinden kaynaklanan eczacıların zararlarını telafi etme sözü var. Bunu sadece söz olarak da değil, aynı zamanda yazılı olarak da kendilerinden aldık. Dolayısıyla eczacılarımızın herhangi bir tedirginlik duymalarını gerektirecek durum yok. Onların raflarındaki ve diğer stoklarındaki ilaçlarda fiyat farkından dolayı ortaya çıkabilecek her türlü zararı da ilaç sanayi karşılayacak. Biz bunu yazılı kayıt altına aldık. Şayet uygulamazlarsa bu sözleşmeyi tek taraflı iptal etme hakkımız var. Fiyat farkından doğan her türlü zararı karşılayacaklar. Ne kadar olursa olsun, ister bir kuruş, ister bir milyar lira, hiç fark etmiyor, aradaki farkı telafi edecekler.”

Dinçer, ilaç sanayi ile yaptıkları protokolü basın mensuplarına gösterdi. Buna rağmen eczacıların neden eylem kararı aldıklarının sorulması üzerine Dinçer, şunları kaydetti: ”Bu protokolün yapıldığını daha önce duyurduk. Doğrusu biz de anlamakta zorlanıyoruz. Bugüne kadarki bütün uygulamalarımızda eczacılıkla ilgili fiyat değişikliği olması halinde uygulamayı karardan 45 gün sonra yapıyorduk. 18 Eylül 2009’da yazdığımız fiyat kararnamesinde eczacılarımıza stoklarını eritebilecekleri 45 günlük süreyi kendilerine tanıdık. Daha sonra bu 2 Kasımda yürürlüğe girecekken onların talebi üzerine bu süreyi bir ay daha uzattık. 4 Aralık bir ay daha uzatılmış süredir. Bu bir aylık uzatmanın kamuya maliyeti 217 milyon lira olmuştur. Biz, harcadığımız bu paraları, işçilerimizin alın terinden ve vatandaşımızın vergilerinden kullanıyoruz.

GEREKİRSE SÖZLEŞMELERİ İPTAL EDERİZ
Biz krizden geçen bir ülke olarak, açık veren bir kurum olarak, karşı karşıya kaldığımız sorunları paydaşlarımızla birlikte konuşuyor ve onlardan anlayış bekliyoruz. Böyle bakıldığında eczacılarımızın da kendi karlarından yüzde 1,5’lik fedakarlık yapmaları halinde herhangi bir sorun olmayacağını düşünüyoruz. Eczacılarımızın her birinin sorunlarını çözme konusunda onlara yardım edeceğimizi açıkça söylemiştik. Buradan tekrar ifade ediyorum, onların zararı bizim zararımızdır. Biz onlarla ilgili gerekli tedbirleri aldık, almaya devam edeceğiz. Ama onlar da biraz anlayışla karşılamalılar.” Eczanelerin vatandaşları mağdur etmeyeceğini umduğunu vurgulayan Dinçer, ”İnşallah mağdur etmezler, mağdur ederlerse sözleşmelerimizden kaynaklanan hüküm ne ise onu uygulayacağız” dedi. ”Sözleşmelerini mi iptal edeceksiniz?” sorusuna karşı Dinçer, ”Gerekirse yaparız ama benim tahminim buna gerek kalmayacak” yanıtını verdi.

Global bütçe görüşmeleri netleşmediği için ilaç harcamaları konusunda tek taraflı birtakım kararlar aldıklarını anımsatan Dinçer, ilaç sanayinin global bütçeyle ilgili uygulamaları kabul ettiğini, bunun üzerine yeni görüşmeler gerçekleştirildiğini bildirdi.

Konuyla ilgili olarak yarın yeni bir Bakanlar Kurulu kararnamesi çıkacağını ifade eden Dinçer, şöyle konuştu: ”Anlaştığımız metin üzerinden 2010 yılında uygulamaya geçeceğiz. Jeneriği olan ürünlerde biliyorsunuz yüzde 60 uygulaması vardı. Bunu yüzde 66’ya yükseltiyoruz. Ancak, vardığımız mutabakatta her üç ayda bir harcamaların kontrolünü yapacağız. Şayet harcamalarımız bu indirim oranıyla global bütçe rakamını aşacak gibi görünüyorsa o zaman bu oranı daha da düşürmeye yetki sahibi olduk. 66’dan 65, 64… Hatta gerekiyorsa 60’ın da altında uygulama yapma hakkı aldık.” Dinçer, vardıkları anlaşmaya göre, ilaç harcamalarının 2010 yılı için 14.6 milyar, 2011 yılı için 15.5 milyar, 2012 yılı için 16.67 milyar lira olarak belirlendiğini bildirdi.

Bakan Dinçer, ”Biz şayet bu tedbirleri almamış olsaydık 2010 yılında bizim ilaç harcamalarımız 17.1 milyar lira olacaktı. Yeni yaptığımız anlaşmada da temel mutabakatımız hükümet olarak öngördüğümüz tasarruf miktarlarından aşağıya düşmemek şeklinde gerçekleşecek” dedi. Eczacılarla herhangi bir görüşmenin söz konusu olup olmadığı yönündeki soruya Dinçer, böyle bir talep olursa her zaman görüşebileceklerini, kendisinin de davette bulunabileceğini kaydetti. Ömer Dinçer, bir soru üzerine, özel ve devlet hastanelerinin 2010 yılı itibarıyla global bütçeye geçeceğini söyledi.

İlaç sanayinde istihdamın azalmasına karşı bir tedbirlerinin olup olmayacağı sorusuna karşılık Dinçer, böyle bir durumun ortaya çıkacağını düşünmediklerini belirtti.